FORT i. (fr. frotter, "sürtmek, değdirmekken)
Kalabalık kamu taşıtlarında, başkalarına
sürtünme, önünü sürttürme eylemi: “Yoo,
yanlış anlamayınız, fakir ömr-ü hayatında fort mort haltları karıştırmış değildir!”
(Engin Ardıç, Nerede O Eski Fortçular)
(İstanbul’daki eski halk otobüslerinin markası olarak bilinen Ford'dan geldiğini ileri sürenler de vardır.)
FORT ATMAK d. (fr. -türk.) FORT (bk.) eylemini yapmak. • Fort yapmanın kabul edildiğini hissederek, fırsattan yararlanıp yankesicilik etmek. FORTLAMAK da denir.
FORTÇU s. ve i. (fr. -türk.) Taşıt araçlarında kalabalıktan yararlanarak başkalarına
sürtünen, sarkıntılık eden (kimse), kertici:
“Freud Türkiye’de doğsaydı mutlu tutulur,
fortçu olur çıkardı." (Kanat Güner, Eroin Güncesi). “İstanbul Fortçuları Direniş
Örgütü İFDÖ...- Suç bastırmak diye buna derim ben.’’ (Derya Sayın, karikatür). •
FORT (bk.) yapma hilesiyle yankesiciliği
âdet edinmiş (kimse, hırsız)