Şimdiye kadar yazar ile tanışmadığım, okumadığım için hem çok şanslı hemde çok şansız hissettim. Edebi dilinin başımı bu kadar döndüreceğini bende tahmin etmiyordum Yazarın özenle seçtiği kelimler, cümleler öyle etkileyici ki romanı okurken; Hem şiir okumuş, hem güzel bir şarkı dinlemiş hemde lezzetli bir yemeği yemiş kadar oluyorsunuz. Aynı zamanda aşık olduğunuz kişi ile denizin tam ortasında sevişerek hayatınıza devam edercesine okunuyor yazarın kalemi. Söyleyeceğim her şeyin roman hakkında yetersiz kalacağını düşünüyorum fakat okuduğunuz kitaplarda; kurguya afiyetle yedirilmiş detayları ve duyguları seviyorsanız bu kitap sizde de bendeki etkiyi yaratabilir. Nafizin güvercinini, Mahurun hırkasını, Müjgan olan Mahur’u, devrimci Talat’ı ve istesem de Mahir’i unutamayacağımı düşünüyorum. Bir kitabın arka kapağı, adı hatta kapak resmi bu kadar uyumlu olabilir. Arka kapağında ne yazıyorsa Romanın minyatür hali olmuş bence. Yazar sadece iki aşıktan bahsetmediğini, Ülkenin en başta da İstanbul’un yüzyılını aktardığını görüyoruz. Aşkın nasıl bir kısır döngüsü varsa, toplumun da yaşadığı ülke ile öyle kısır döngüsü varmış meğer.

Ölüyordum Geçerken UğradımCan Gürses · Ayrıntı Yayınları · 2017387 okunma

·

158 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.