Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kadının biri Hasan el-Basrî'ye (rehimehullahu) gelir, «genç bir kızım vardı, öldü, onu rüyamda görmek istiyorum, onu rüyada görmemi sağlayacak bir dua öğretesin diye sana geldim» der. Hasan el-Basrî (rehimehullahu) da kadının arzusunu yerine getirir. Kadın kızını rüyasında görür ki, aman Allah'ım! Üzerinde katrandan bir elbise, boynuna bukağu ve ayaklarına prangalar vurulmuş. Durumu Hasan el-Basrî'ye bildirir, veli de bu hale üzülür. Aradan zaman geçer, bu defa kızı rüyasında Hasan el-Basrî görür. Kız cennettedir ve başı taçlıdır. Kız «Veli»ye «beni hatırladın mı? Ben sana gelerek şöyle şöyle ricada bulunan kadının kızıyım» der. Hasan el-Basrî «seni gördüğüm duruma getiren sebep nedir» diye sorar. Kız şu cevabı verir, «Adamın biri bizim mezarlığın yanından geçerken Peygamber'imize (S.A.S.) bir defa selât-ü selâm getirdi, mezarlıkta azâb çeken beşyüz elli ölü vardık. O adamın selât-selâmı sayesinde —bunlardan azabı kaldırın— diye emir geldi.»
·
92 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
İntenions okurunun profil resmi
Şimdi düşünelim. Bir adamın Peygamber'imize (S.A.S.) getirdiği selât-ü selâm hürmetine o kadar kişi affedilince elli yıllık ömrü boyunca O'na selât-ü selâm getiren kimsenin Kıyamet günü, O'nun şefaatine nail olmaması düşünülebilir mi?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.