Gönderi

Çadıra Katerina Değil, Başbakan Safirov Gitti,
Bir diğer iddia, Baltacı'nın Katerina'dan aldığı rüşvetler sebebi ile seferi yarıda bırakıp İstanbul'a döndüğüne dairdir. Evet, savaşın üçüncü gününde düşman ordusu Prut bataklıklarında tamamen ümitsiz bir vaziyete düşünce Katerina, teslim olmaktan başka çare kalmadığına subayları ikna etmiş, Rus birlikleri teslim bayrakları çekerken, kendisi de bütün mücevherleri ve parası ile birlikte, hatta biraz da borçlanarak 200 bin ruble tutarındaki barış fidyesini Baltacı'ya gönderip aman dilemiştir. Bir kez daha arz etmek isterim ki, Baltacı'nın çadırına giden Katerina değil Rus Başbakanı Baron Safirov'dur! O zamanlar kale ve ordu teslimlerinde muzaffer komutanlara bu gibi hediyelerle fidye gönderilmesi de genellikle riayet edilen bir âdettir. Fakat bu hediyeler öyle iddia edildiği gibi külliyetli miktarda değildir. Volter, Baltacı'ya gönderilen fidyenin "az miktarda olduğunu"! yazmaktadır. İsmail Hâmi Danişment'in verdiği bilgilere göre Rahip Mignot da 1773'te Paris'te yayınlanan Osmanlı Tarihi isimli eserinde Volter'in ifadesini doğrulamakta, Paşa'nın zengin bir adam olmadığından, hâtırasına leke sürülemeyeceğinden bahsettikten sonra gelen hediyeleri mahiyetine dağıttığından söz etmektedir. Baltacı'ya gönderilen Katerina'ya ait yüzüğün, daha sonra Sadaret Kethüdası Osman Ağa'nın terekesinden çıkması, hediyelerin dağıtıldığını doğrulamaktadır. Kaldı ki, Türk Başkomutanı'nın sefer masraflarının bir kısmını kendi cebinden karşıladığı, hatta borçlandığı da bilinmektedir! Baltacı'nın "gelen mücevherlerden şahsı için hiçbir şey almadığı şüphesizdir" diyen Yılmaz Öztuna şöyle devam etmektedir: "… Serdar-ı Ekrem'in rüşvetle kandırıldığı hakkındaki iftiranın hiçbir aslı olmadığı bugün kesin şekilde anlaşılmıştır: "
Sayfa 176 - Bilgeoğuz YayınlarıKitabı okudu
·
35 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.