Gerek diliyle, gerek konusuyla, gerek olay örgüsüyle yorulmadan sıkılmadan nasıl bittiğini anlamadan okudum. Bilinç akışı tekniğinin esintilerini bulacağınız bu kitapta yazar, karakterin iç dünyasına yaptığı yolculuğu o kadar güzel ifade ediyor ki kendinize sık sık: "Ben olsaydım ne yapardım?" sorusunu sorarken buluyorsunuz. Kitapta geçen ana karakterin isminin belirtilmemiş olması ayrıca dikkatimi çeken güzel detaylardan. Çünkü bu "Hesaplaşma" da kahraman biraz da okurun kendisi. Bu nedenle kitabı okurken kendi iç sesinizle muhabbetinize de sık sık tanık oluyorsunuz... Kitabın arka kapağındaki sorular kafanızın içinde cevabını arıyor. Sonunu asla tahmin edemediğim "Hesaplaşma" yı keyifle okudum, sorgulayarak okudum, kendimle muhakeme yaparak okudum. Takıldığım birkaç nokta dışında oldukça başarılı buldum.
Yazarın kalemi daim, Hesaplaşma'nın okuru bol, yolu açık olsun.