Sanat yapıtının biricikliği, gelenek bağlamı içinde yer almasıyla özdeştir. Bu geleneğin kendisi ise elbette tamamen canlı, olağanüstü değişken bir şeydir. Örneğin antik bir Venüs heykeli, onu bir tapınç nesnesi yapan Yunanlılarda, ona
uğursuz bir put gözüyle bakan Ortaçağ ruhbanlarında olduğundan farklı bir gelenek bağlamı içinde yer alıyordu. Her ikisinin de aynı ölçüde karşısında duran, onun biricikliğiydi, başka bir deyişle, aura’sıydı.