Ahmet Mithat Efendi,Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın “Şık" adlı romanını okuduğunda;”Oğlum ,yalan söyleme.Bu roman çocuk yazısına benzemiyor,kime yazdırdıysan söyle"demiş. Gelelim kitaba.Altı öyküden oluşuyor.Eski ve yeni adetlerin çatışmalarını en güzel işleyen yazarlardan biridir.Melek Sanmıştım Şeytanı öyküsünün ilk satırlarında geçen şu cümle bu çatışmanın en güzel örneklerindendir:”Altına iç takkesi giymekle şapkanın günahını biraz hafiflettiğine inanır.”Dönemin,geçiş döneminin İstanbul’unun evlerini,hane içlerini ,insanlarını,bazen sokaklarını anlamak için her kitabı gibi bu kitabı da adeta bir başvuru kitabı gibidir.Çünkü hem gözlemle,hem realist bakış açısıyla,hem karakter ve tiplerini oldukları gibi konuşturmasıyla hem de döneme ait gerçekçi ayrıntılarla eserlerini yazmıştır.Yine aynı öyküden bir örnek vereceğjm.“Geçirilen devrimlere rağmen bizim ev hâlâ haremlik selamlık düzendedir.” 1.Dünya Savaşı yıllarında yazılan “Allah Gönlüne Göre Versin" öyküsü yazarın mizah anlayışının en güzel örneklerindendir. Dindar ev sahibi,içkici bir misafir düşünün.Bunun üzerine içkici misafirin yanına iki çocuğu ve eşini ekleyin.Ayrıca misafirlerin gitmek bilmemesi de eklenince, ev sahiplerinin çileden çıkışlarını tahmin edin.Misafir öyküsü en sevdiğim öykülerden oldu. Dağların Şenliği öyküsü sokaktan bir kesit sunar;Ayı ve oynatıcısı çingene... Ahlak Humması öyküsü evlilikte kadın erkek eşitliğini işler.Lakin baktığı açı farklı.Erkek aldatabiliyorsa kadın da kocasını aldatamaz mı? “Asansör”,dindarlığın yanlış yaşanması,batılılaşmanın yanlış algılanması çilekeş Çerkez Dilpesend üzerinden anlatılır.Köleliğe karşı da eleştiri taşır.

Melek Sanmıştım ŞeytanıHüseyin Rahmi Gürpınar · Karbon Kitaplar · 2016887 okunma

·

30 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.