Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Bir gün yoksulun biri, Hz. Alinin (ra) önünde durur ve bir şeyler ister. Hz. Ali,yoksulu geri çevirmez ve hemen evlatları Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’e eve gitmelerini ve annelerine bıraktığı 6 dirhemden birini getirmelerini ister. Annelerinin, o 6 dirhemi un almak için ayırdığını söylediklerinde Hz. Ali, evlatlarına şu nasihatte bulunur.: “Bir kul, Allah’ın katındakine kendi elindekinden daha fazla güvenmedikçe imanı kâmil olmaz.Gidiniz ve annenize söyleyiniz. Altı dirhemin hepsini göndersin.” Bunun üzerine evlatları 6 dirhemi getirip babalarına teslim ederler. Hz. Ali de hepsini o yoksula tasaddukta bulunur. Tam evine gitnek üzereyken devesini satmak isteyen bir kişi Hz. Alinin yanına yaklaşır ve 140 dirheme devesini satabileceğini söyler. Hz. Ali, bu fiyat üzerinden deveyi satın alır ve parasını bir müddet sonra vermek üzere deve kapıya bağlanur. Satıp gider ve birkaç saniye sonra başka bir şahıs o deveyi görür, merak eder, devenin sahibinin Hz. Ali’nin olduğunu öğrenir ve satılık olup olmadığını sorar. Hz. Ali, devenin 200 dirheme satılık olduğunu söyler. Fiyatı beğenen o şahıs hemen deveyi satın alır ve peșin öder. Biraz sonra Hz. Ali, deveyi satın aldığı kişiye 140 dirhemi verir ve arta kalan 60 dirhemi de eşine, Hz Fatıma’ya teslim eder.Hz Fatıma şaşırır ve “Bu nedir?” der.Hz. Ali, şöyle cevap verir: “Bu Allah’ın ‘Kim bir iyilikle gelirse ona yaptığı iyiliğin on mislisi vardır.’(Enam 6/160) buyurarak, Peygamberimizin vasıtasıyla Rabbimizin bize vaat ettiği mükâfattır.” der.
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.