Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

🌟Milyonlarca işçimiz var ama ustamız yok! 🕊️ (...) Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartıp, tüm öğrencileri üniversite önüne yığarak onlara ve ülkemize iyilik yaptığımızı sandık ama öngörülenlerin tam tersi yaşanıyor. Öğrenci ve veliler ille de diploma dedi siyasetçiler de onların bu isteğini yerine getirmek için ülkenin dört bir yanına üniversitelerle donattı. (...) 🌟Ara İnsan Gücü Ülkemizdeki cari açığı kapatmanin garantili yolu üretimden geçiyor. Üretimin yolu da mesleğini seven işinin uzmanı kalifiye insan gücüyle mümkün. Sınav odaklı eğitim ise üretmeyi değil, test çözmeyi öğretiyor. Pandemi döneminde çok acı gerçeklerle karşılaştık. Günde 500 test çözen çocuklarımız, iki yumurta kırıp karınlarını doyuramadılar. Bahçelerine üç beş fidan dikip mutfak masraflarını azaltamadılar. Her ne kadar kimse itiraf etmese de dış göçün en önemli gerekçelerinden biri de ara insan gücü açıIğınıkapamak. Gelenler ülkelerine gönderildiğinde pek çok sektörde ciddi eleman açığı yaşanacağını hemen herkes dile getiriyor. Peki, o zaman bu ara insan gücümüzü neden kendimiz yetiştirmiyor, gençlerimizi dershane yerine mesleki eğitim kurumlarına ya da kurslara yönlendirmiyoruz? Turizm, tarım ve inşaat başta olmak üzere daha pek çok sektörün ve kobi'lerin milyonlarca kalifiye elemana ihtiyacı var ve meslek liselerimiz maalesef bunun çok uzağında. 🌟Kalkınmanın lokomotifi Mesleki eğitim kalkınmanın, refahın, yaşam kalitesinin, istihdamın ve en önemlisi de üretimin olmazsa olmalarının en başında geliyor. Gelişmiş ülkelerde el üstünde tutulmaları bu yüzden. Kalkınmış ülkelerde mesleki eğitim lehine olan yüzde 65/35 oranı bizde tam tersi ve 50 yıldır bu sarmaldan kurtulamadık. Mesleki eğitimin, yani üreten insanın önemi her geçen gün çok daha iyi anlaşılıyor. Girmek için bir ömür tüketilen liseler, korona döneminde eve kapanıp otururken, onlar sürekli ürettiler. Salgınla mücadelede önemli rol oynadılar. Hâlâ da üretmeye devam ediyorlar. Orta ölçekli işletmeler gibi sanayinin çarkları da onlar sayesinde dönüyor ama çok daha fazlası gerek. Tarıma, turizm ve inşaata yönelik liselerimiz sayısı, bugünkünden çok daha fazla olsa ve nitelikli bir eğitim veriyor olsalardı, bugün her iki sektörde de çok farklı noktalarda olurduk! Depremler de canımızı bu kadar yakmazdı. Üretim odaklı bu liseleri "ucuz iş gücü" olarak değerlendirmek yerine "Üretim için mücadele veriyorlar" çerçevesinde olaya bakabilsek,daha doğru bir değerlendirme yapmış oluruz. Milyonlarca üniversite mezunumuz var. Bir o kadar da üniversite öğrencisi. Toplam sayıları 20 milyona yakın! Peki, ne kadarı iş buldu, ne kadarı mutlu, ne kadarı eğitim aldığı alanda çalışıyor? Ülke olarak üretmek ve üretmek için de üreten insan gücü yetiştirmek en önemli hedeflerimizden biri olmak zorunda. İşsizlik ve üretim zafiyeti sadece bizde değil, dünya genelinde öne çıkan en önemli sorunlardan. Diploma odaklı eğitimden üretim odaklı eğitime geçmenin zamanı geldi de geçiyor. Öyle ya da böyle, bugün olmazsa da yarın, sahip olduğumuz yetkinlikler yani becerilerimiz dịplomadan çok daha önemli hale gelecek. 🌟Ah o 70'li, 80'li yıllar! MEBin geçmişteki yanlış politikaları yüzünden meslek liseleri adeta çökertildi. Son zamanlardaki kıpırdanma ile yeniden canlanır ve ilgi odağı haline gelirler mi, hep birlikte göreceğiz. Önümüzdeki 20 yıl içerisinde bugünkü mesleklerin üçte ikisi yok olacak!. Bu yüzden hâlâ o mesleklere yönelik kalifiye eleman yetiştirmenin hiçbir anlamı yok! Mesleki eğitim reformu konusunda MEB'e destek çıkmak hepimizin asli görevi olmalı. En çok da siyasilerin! Sadece ülkemizde değil dünyanın her yerinde iş yapabilecek nitelikte ara insan gücü yetiştirmek eminiz ki en çok da anne babaları mutlu edecektir. İşsiz ve mutsuz milyonlarca üniversite mezunu mu yoksa işinde uzman, iyi maaşı olan mutlu bir nesil mi? Kaçırdıklarımıza üzülmek yerine, elimizdekilere sevinelim ve mutlu bir geleceğin yolunun diplomadan değil kalifiye iş gücünden geçtiğini ne olur artık anlayalım. Mesleki eğitimi bir iş bulma aracı olarak değil, hayalini kurdukları yaşama onları kavuşturacak bir sevda olarak çocuklarımıza sevdirmeliyiz. #Abbas Güçlü #Eğitim vitrini
··
3.186 görüntüleme
Gizemli okur okurunun profil resmi
3)📍Kaçırdıklarımıza üzülmek yerine, elimizdekilere sevinelim ve mutlu bir geleceğin yolunun diplomadan değil kalifiye iş gücünden geçtiğini ne olur artık anlayalım. Mesleki eğitimi bir iş bulma aracı olarak değil, hayalini kurdukları yaşama onları kavuşturacak bir sevda olarak çocuklarımıza sevdirmeliyiz.
Gizemli okur okurunun profil resmi
2)📍Öğrenci ve veliler ille de diploma dedi siyasetçiler de onların bu isteğini yerine getirmek için ülkenin dört bir yanına üniversitelerle donattı. Diploma odaklı eğitimden üretim odaklı eğitime geçmenin zamani geldi de geçiyor. Öyle ya da böyle, bugün olmazsa da yarın, sahip olduğumuz yetkinlikler yani becerilerimiz dịplomadan çok daha önemli hale gelecek.
Gizemli okur okurunun profil resmi
Özetle : 1)📍Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartıp, tüm öğrencileri üniversite önüne yığarak onlara ve ülkemize iyilik yaptığımızı sandık ama öngörülenlerin tam tersi yaşanıyor.
Bedri Köseoğlu okurunun profil resmi
Türkiye'de işçi sınıfının bir değeri yok maalesef o yüzden herkes memur olmak istiyor. Neden bir marangoz hakkını almasın? Neden bir inşaat işçisi iyi şartlarda yaşamasın? Bir doktorun işi ne kadar önemliyse bir inşaat ustasının işi de o kadar önemli. Neden ikisine sosyal ve ekonomik hayatta farklı muamele çekilir? Böylece insanlar memur değilse ya da belirli meslek grubuna sahip değilse kendini değersiz hisseder. Üretim çökmeye başlar.
eda okurunun profil resmi
Diger bir boyutu da insanların etiketlerine göre degerlendirilmesi. Yapılan is kazanilan para kisinin diger ozelliklerinin önune geciyor. Örnek veriyorum kimse yanlis anlamasin simit satan biriyle bir muhendisi insani acidan ayni kefeye koyamadigimiz icin insanlar kendilerine uygun olmayan bolumleri okuyup hayati boyunca mutsuz olacagi isler yapmak zorunda kaliyor. Sonucunda da suratsiz olarak nitelendirdigimiz tek amaci ay basini getirmek olan meslegine ve kendisine bir ilerleme saglayamadigi bir hayat cıkiyor. En basiti lise de fenlisesine gitsin diye sanata ya da edebiyata yatk8n olan cocuklarin hayatlarini calip yaris atina ceviriyoruz. Meslek lisesine giden ogrenciye gerizekali gozuyle bakiyoruz. Daha baska bir sebebi bu okullasmanin genc nufusu oyalamak yoksa issizlik orani tavan yapar. Avr birligi sartlarina uygunluk da kriterlerden biri okur yazar orani yuksek ogrenimli kisi sayisi da fazla olmali o yuzden mantar tabir edilen profu birakin yl mezunu bile olmayan hocalarin oldugu yuksek liseler peydah oldu. Liste uzar gider boyle
Gizemli okur okurunun profil resmi
Aynen katılıyorum, önce zihniyet değişmeli.. 👍👍👍
Zeynep B. okurunun profil resmi
👏🏻👏🏻👏🏻🌺
Faruk okurunun profil resmi
Çok güzel bir köşe yazısı. Yayımladığıniz için teşekkür ederim. İnsan gerçeklerden uzaklaşınca saçmalıyor işte. Örneği bu yazı...
Sümeyye Kılıç okurunun profil resmi
Maalesef var gücüyle tarımın bitirilmeye çalışıldığı bir ülkedeyiz, örneği, köyleri mahalle olarak kayıt altına alınması çünkü köy hayvancılık, tarım yapan yerdir mahallede ise bu geçmez! nasıl toparlanırız artık... Umarım toparlanırız, köyde doğup büyümüş birisi olarak şunu söylemek istiyorum, şehirdeki insanların bize bakışlarını önce değiştirdiler, sefil aciz kişiler olarak görüldük. Kendimizi yetersiz, beceriksiz hissettirerek güzelliğe layık olmadığımızı düşündürdüler sonra da biz, bu acizlikten tabiri caizse bu kötürümlükten kurtulmanın tek yolunun şehirlere akın etmemiz ve hayvanları yok etmemiz gerektiğini düşündürdü. Akın ettik ve gördük ki bizim mayamız toprak, doğa, canlılar... Aldatıldık! Hemde diplomalı siyasiler tarafından oyuna geldik.! Maalesef artık yakalayamayacağımız bir konuma geldik.!
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.