İslamköylü Süleyman kitabı, Süleyman Demirel'in biyografisi niteliğinde yazılmış araştırma inceleme eserdir. Yazar, bu şekilde olduğunu iddia etmektedir en azından. Fakat gerçekler bunun çok uzağındadır.
Süleyman Demirel, 1924 yılında Isparta'nın İslamköy ilçesinde doğmuştur. Kitap; ismini buradan almıştır, hikaye bu noktada başlar ve Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanı olmasıyla sonlanır. Demirel, 100 yıllık cumhuriyet tarihimizin yaklaşık 50 yıllık diliminde aktif siyaset yapmış bir isimdir. Ülkemizde mühendislik eğitimini tamamlamış. Yurtdışında kendini geliştirme imkanı bulmuş ve ülkemize hizmet için geri dönmüş önemli bir değerdir. "Barajlar Kralı" lakabıyla tanınmış ülkemizde önemli bayındırlık faaliyetleri ile ön plana çıkmıştır. Cumhuriyet tarihimizin 50 yıllık bölümünde aktif siyaset yapmış birinin biyografisi bu şekilde olmamalıydı. Her ne olursa olsun, saygı duyulması gereken bir liderdir Demirel.
Süleyman Demirel'in siyasi kariyeri, 1962 yılında Adalet Partisi ile başlar. 65-71 yılları arasında tek başına iktidar olmuş. 71-80 yılları arasında koalisyonlarla siyasi varlığına devam etmiştir. Bu süreçte önü iki kere demokratik olmayan şekilde kesilmiştir. 12 Mart 1971 muhtırası ve 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile iktidarı bırakmak zorunda kalmıştır. Nihayetinde pes etmemiş, siyasi kariyerini 93 yılında Cumhurbaşkanı seçilerek taçlandırmasını bilmiştir.
Kitap yazarı Ahmet Kahraman bu biyografi denemesinde tüm bu başarıları bir yana itmiş, salt Demirel düşmanlığının ötesine gidememiştir. Rahatsız edici derecede kullandığı eril dil kitabın ilk satırlarında kendini göstermeye başlar. Demirel'in köylü oluşu, fiziki yapısı ve diksiyonu yazarın kitap boyunca alay konusu olarak kullandığı ana malzemelerdir. Kitap boyunca; babası, abisi, kardeşi ve yeğenin yolsuzluk olay ve davalarını ön planda tutar. İyi olan hiçbir şeyi satırlarda görmeniz, neredeyse mümkün değildir. Yazar, komünist güzellemesi yapmanın ve Demirel yergisinin dışına neredeyse hiç çıkmamıştır. Birkaç gazete ve birkaç yazar haricinde hiçbir atıf yoktur. Araştırma-inceleme eser olarak, bilimsellikten ve akademiden çok uzaktır.
Demirel dönemini muhalif bir bakışla okumak isteyenler okuyabilir fakat olaylar kesinlikle teyide muhtaçtır. Akademik çalışma yapmak isteyenler için paçavradan başka bir şey değildir, kesinlikle uzak durulması gerekir. Sevme zorunluluğumuz yok lakin saygılı olmak uygarlığın bir gereğidir.
