Gönderi

Bizde basınla ilgili ilk yasaklar, 1858 Ceza Kanunu ile başlar. Bu kanun yayınlandığı zaman Türkiye'de daha topu topu iki gazete çıkmıştır: devletin resmî gazetesi Takvim-i Vakayi ve Ceride-i Havadis. Bir tek de dergi vardır: Vakayii Tıbbiye. Ama devletin yöneticileri ileriyi görmüşler ve basından gelebilecek zararları önleyebilmek için tedbir almaya başla­mışlardır!
Sayfa 27 - Gerçek Yayınevi, Yeniden Yazılmış İkinci Baskı: 1996Kitabı okudu
·
147 görüntüleme
Batu okurunun profil resmi
Tam nasıl bir yasakmış diye okurken alıntı bitti, merak ettim ben de :) Devamını paylaşma şansınız var mıdır, fazla uzunsa zahmet etmeyin elbette.
Gönül. okurunun profil resmi
Batu
Batu
Biraz Nasreddin Hoca-testi meselesi gibi olmuş:)) "Gerçekte 1853 Ceza Kanunu Fransızcadan Türkçeye çevrilir­ken basınla ilgili maddeler de dilimize uydurulmuş ve ilk yasaklama böyle çıkmıştır. Bu kanunun 138. maddesi şöyle der: «Devleti Âliyyenin emir ve ruhsatıyla açılmış olan matbaalarda salta­natı seniyye ve erbabı hükûmet ve tebaai saltanatı seniyeden olan bir mil­let aleyhinde gazete veya kitap ve evraki muzirre tab ve neşrine mütecasir olan kimselerin iptida bastırmış olduğu şeylerin zaptiyle derecei cürmüne göre matbaası muvakkaten veya bütün bütün kapatıldıktan sonra on meci­diye altınından elli mecidiye altınına kadar cezayı nakdî ahzolunur.» Kanunun 139'uncu maddesinde genel adaba aykırı mizah yazılan ile müstehcen resim basılması yasak edilmiştir. Kanunun 213'Uncü maddesi de «basma kâğıt talik ve neşriyle» yani afiş ve yayın yoluyla başkasına asılsız isnadda bulunmayı yasaklamıştır."
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.