Gönderi
Adı: Aylin
Ayşe Kulin'in ilk baskısı 1997 yılında yayınlanmış ve yazarın tanınmasında çok önemli bir rol oynamış ve hikayesi büyük ses getirmiş ilk romanı 4. kitabıdır. Kulin, röportajlarında kitabı bastırmak için epey uğraştığını ve en sonunda Remzi Kitabevi'nin kitabı bastığını anlatır.
Bu kitapla ve yazarla tanışmam küçücük bir kız çocuğu olduğum döneme rastlar. Bu kitabı ilk kez annemin elinde görmüş ve merak etmiştim. Fakat o dönem yaşıma uygun olmadığı için annem bu isteğimi reddetmiş, "büyüdüğünde okursun" demişti. Aylin'in bazı akrabalarının Bozcaada'da yaşıyor olması ve bizim de Geyikli'de yaşıyor olmamız ve ölümünün konuşulması nedeniyle olacak ki, hikayesi merak edilmiş ve sanıyorum ki yine bu yüzden ve bu küçük beldede bu kitap elden ele dolaşmıştı. Bu yüzden de Aylin, sanki tanıdığım, tanıştığım birinin hikayesi gibidir benim için... İkinci karşılaşmamız lise sıralarına rastlar ve ilk okumam da yine o zamanlardır. O dönem okuduğumda aklımda kalan sadece aşk maceralarıydı. Şimdi yıllar sonra yeniden okuduğumda dikkat ettiğim bir sürü başka nokta oldu. Mesela başardıkları ve eğitim tercihlerine yöneliş amacı. Mesela evlilikleri ve evlilik tercihlerinde psikolojik durumu hakkında merak ettiklerim ve kendimce analizlerim. Mesela kitap yazıldıktan yıllar sonra onun yeniden gündeme gelmesine neden olan ülkemizin FETÖ gerçeğinde Aylin'in etkisine duyduğum merak. Aylin aslında kimdi? Neye hizmet ediyordu ya da hiç alakası yok muydu? (Bu konunun kitapta cevabı yok.)
Aylin gerçek hayattan gerçek bir karakter olup, Kulin'in de uzak akrabası ve çocukluk yıllarında aynı sokakta koşup oynadığı komşusudur. Yazarın bu anlamda karakteri çok iyi tanıyor olması sebebiyle biraz taraflı ya da toleranslı şekilde yorumlayıp yazmış olabileceği açık. Herkes mi ona aşıktı, elbette değildi. (Bu konuda çok eleştiri almış.) Ki konu bu da değil. Bu kitaba nasıl bakış açısıyla baktığınız aslında hayata bakış açınızla ilgili kanımca. Kimsenin hayatına o koca burnunu sokmayan ve yalnızca her hikayeden bir tat almak, yargılamadan sadece anlamaya çalışarak yaşıyor ve okuyorsanız yapacağınız değerlendirme ile; tam aksi bir insansanız ve "benim doğrularım" diyorsanız yapacağınız değerlendime kuşkusuz ki taban tabana zıt olacaktır.
Hikayenin daha etkileyici olması adına elbette ki olaylar ve karakterler daha abartılı anlatılmış olabilir. Olaylar yer yer üstü kapalı ve yüzeysel kalmış olabilir. Ama yazarın bu hikayeyi anlatırken asıl amacı açık ki hayatı asla sıradan olmayan bir Türk kadınının yurtdışındaki öyle ya da böyle, iyisi ya da kötüsüyle, her durumuyla hikayesini anlatmak. Ayrıca hiçbir şey için geç olmadığını, istenirse, yaş kaç olursa olsun insanın yapılacak mutlaka bir şeyi olduğunu, özellikle de kadınlara göstermek! Ana mesaj bu bence. Ve tabi ki yazarlık kariyerinin başındaki bir kadın elbette ki tanıdığı bu ilginç, yaşamı da ölümü de bu kadar sansasyonel kadının hikayesini yazacaktı!
Herkesin bir hikayesi var ve her hikaye anlatılmaya, paylaşılmaya ve anlaşılmaya değer...
Gözde :)
·
302 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.