Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Can Sıkıntısı
Sanki bin yaşındayım, o kadar hatıram var. Gözleri bilançolar, manzumeler, ilamlar, Romanslar, sevgi talan mektuplar, makbuzlara Sarılı gür saçlara dolu bir büyük masa, Saklamaz daha çok sır üzüntülü kafamdan, Bu bir ehram, bir mahzen, öylesine kocaman, Fakirler çukurundan daha çok ölüleri, -Ben ayın tiksindiği bi rmezarlığım şimdi; - Orda azaplar gibi sürünür uzun kurtlar, En can alıcı ölülerime boyuna saldırırlar Solmuş güllerle dolu eski bir odayım ben, İçindeki eşyanın yıllar geçmiş üstünden, Orda üzgün pasteller, uçuk renkli Boucher'ler, Dağılan bir kokuyu içlerine çekerler Bıkkınlığın yemişi, dinmez can sıkıntısı, Ölümsüzlüğün sonsuz ölçüsünü aldı mı? Karlı yılların ağır yumakları altında, Topal günleri geçmez hiçbir şey uzunlukta. -Artık ey canlı madde! belirsiz bir dehşetin Sardığı bir kayadan başka bir şey değilsin. Bir sisli kum çölünün dibinde uyuklarsın, Bir sfenks ki meçhulu aldırışsız dünyanın; Har'tada unutulmuş ama hırçın sesiyle Yalnız şarkılar söyler, batıp giden güneşe. Charles Baudelaire
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.