Sabri F. Ülgener şöyle diyor: “Ortalama aydının kapitalizm hakkında bildikleri ucuz cep kitaplarının pek de ötesine geçmiş sayılamaz. Ama orası önemli değil! Önemli olan, başı sıkıştıkça kabahati götürüp boynuna dolayacağı suçluyu-nihayet- adıyla sanıyla tanımış olmanın rahatlığıdır. Buluş yeni değil; belki insanlık tarihi kadar eski: Tıpkı ilkel insanın taştan gövdeler yontup sonra da iblis diye karşısına geçip taşlaması ve taşladıkça rahatlaması gibi, çağımız entelektüeli de saldıracağı gövdeyi hem de açık kimliği ile teşhis edilmiş halde görmenin keyfi ve rahatlığı içindedir. Neye el atsa altında o her kötülüğün ve tersliğin başı olan suçluyu bulacaktır. Söz gelişi, çile çekmiş bir neslin acılarından mı söz edilecek? Kalıp hazır: “Bütün gençlik yıllarını kapsayan o insanlık dışı kapitalist büyümenin biçimlendirdiği… bir kuşak!” (Zihniyet, Aydınlar ve İzm’ler, s.109)
Böyle bir zihniyet dünyasında, “insanlık dışı kapitalizm” ne demek diye soramazsınız, çünkü sıradan aydınlarımıza göre o artık kötülüğün tanrısıdır, iblistir ve de taşlanmayı hak etmiştir.