Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Mübarek Yazımız
Asmâi Yusuf Samih Bey Yazımız kitabını harf inkılabından evvel yazdığı için (1927 neşir tarihi) milletimize ve dilimize yapılan ihaneti tam gösterememiş,o sıralarda Türkçe'nin sözde noksan olduğu palavrası yavaş yavaş dillere dolaştığı için böyle bir kitabı kaleme almıştır.Ama ihtisarına rağmen pek müstefid bir kitap olmuş.Ayriyeten kendisi,Türklerden birinin böyle bir şey yapmayacağını önceden söyleyerek bunda da doğru tahminde bulunmuştur.Yazımız'da sözde noksan olduğu söylenen ek mevzularına ise birkaç çözüm önerisi getirerek,bu çözümleri uygulamayıp da sözde bahanelere sığınıp Latin hurufatını kabûlün ihanet olacağını ifade etmiştir. Kitaba Antepli Münif Efendi'nin Hicrî 1280 (1863) yılında Cemiyyet-i İlmiyye-yi Osmaniyye'de takdim olunan yazısını alıp adeta reddiye yapacağı yazıyı başa kondurmuştur.O yazıda Münif Efendi muhtasaran yazının (yazımızın) ıslahının gerektiği fitnesini ortaya atmıştır.Yusuf Samih Bey evvela bu fitneyi çıkartanlara gereken cevabı vermiş. Kitabın akabinde yazının aslı (hiyeroglif),tarihi, doğumu ve yazımızın ulaştığı coğrafya kaleme alınmıştır,ki bu coğrafya akla hayale gelmeyecek derecede geniştir.En azından bu hakikati kitabın neşir tarihi olan 1927 senesi için söyleyebiliriz. Yazının ıslahı fikri ile ortaya çıkan fitnenin eninde sonunda hurûfâtımızın latin hurûfatıyla tebdili mevzuuna kadar gelmiş olduğunu kitabın dördüncü kısmında müşahede edebiliyoruz.Asmâi "Lisanın Felsefesiyle Hurûfumuzun İmlası" adlı dördüncü bölümde bahane olarak gösterilen yazının zorluğunu(!) sert bir şekilde tenkid etmektedir.Ve şöyle demektedir:"Lisan asıl ve yazı bir fer olduğu kaidesince bugünkü yazımız dilimizin tetimmesinden başka bir şey değildir.Türkün bugünkü yazısı Türkün dilidir.Yazımızı kaldırmak dilimizi kötürüm ederek kanatları kırık güvercinler gibi yuvasında pinekletmek demektir. Yahu!Dinimiz var.Şeriat ve kanunumuz var.On asırlık mazimiz var.Atalarımızın kalem maharetleriyle yazılı eserlerimiz var.Kütüphaneler dolusu ulum ve fünun kitaplarımız var.Hasılı dilimizde her şeyimiz var oğlu var iken,bunlardan tecerrüdle yazısız elsine ashabı içine katılmakta kârımız ne olacaktır?Yoksa haram süt emmiş insanlar gibi aslımızı mi inkar edeceğiz?"(s.64) Bu acı haykırış harf inkılâbının zulmünün şiddetini göstermeye elbet kâfi değildir amma biz bununla iktifa etmeye çalışacağız. Beşinci ve son bölümde ise dilimizi Latin hurûfatıyla yazmanın imkansızlığından ve bunun dili felç edeceğinden (hatimede ifade ediyor bunu) dem vurmuştur.Kitabın yazımından 95 sene sonrasını idrak ettiğimiz şu günlerde müşahede etmekteyiz ki bırakın dilin felç olmasını ortada dil namına bir şey kalmamıştır.Bu gidişle dilimiz ancak 100 sene daha kör topal yoluna devam ettikten sonra maziye gömülecektir. Asmai yazının noksan olduğunu (!) söyleyenlere cevaben "Yazımızda,nâkıslık görerek daha nakıs olan Latin hurufuna kamil diyen zevata,“Herkesin kamburu var amma kambur arkada bittiği için kimse kendininkini görmüyor.” derim. Avrupanın cici bici çürük mallarım en dayanıklı meta-ı kavmîmize tercih ede ede imanımıza kadar üstümüze züğürtlük çöktü.Hiç müstağni olamayacağımız meta-ı millîden kala kala bir yazımız kalmış,bunu da bir kaf ile vavı,bî-namaz özrüyle çürüğe çıkararak,yerine sekiz harf eksikli ve hareke harfleri ya mürekkeb veya noktalı Latin hurûfunu kabule niyet etmek iflas üstüne iflas etmektir."Küheylan bir tökezimekle,ayağı kesilmez,yolundaki tökez taşı kaldırılır."(s.79-80) demiştir. Hatime bölümünde ise dilimizin yazımız ile kemâl bulduğunu,yazımız olmadan dilsiz kalacağımızı ve dahî dilimizin dinimizle,medeniyetimizle,fenn-i imaretimizle,sanatımız ile,fünun ve maarifimizle münasebetdâr olduğunu ifade buyurmuştur.Yazımızı lağv u ilga etmenin dehşetini ber-vechi-ati satırlarıyla ifade edip muhtasar risalesini bu şekilde hitama erdirmiştir. "Bir milletin yazısını kaldırmak mazisini,ulum u maarifini,hatta her halini yok eylemek demektir.Bunun ise mizac-ı ilm ü marifetle imtizacı muhaldir. Yazımızı terkedersek yazıda müttehid bulunduğumuz iki yüz kırk milyon müslim ve gayr-ı müslim bir kitle-i azimeden ayrılacağız.Latin harflerini kabulümüzde ise yazıda ittihad edeceğimiz garblılar nezdinde yine şarklı, yine şarklı kalacağız.Şapkayı kabulümüzde garb gazetelerinden bazıları “Türkler,yeni serpuşlarıyla bize benzemek istiyorlar.Başımıza başka bir serpuş ihdasıyla ulviyyetimizi muhafaza edelim.” enaniliğinde bulundukları daima hatırımda kalacaktır.Garb şark olmaz,şark da garb! Yazımızın ilgasını terviç edenler,kasaplar gibi bizi besmele ile boğazlamak istiyorlar.(s.87) Allah Yazımız konusuna müdafaa sadedindeki bu eserini ahiret gününde kendisine beraat fermanı etsin.Vela'd-dallin.Âmin.
Yazımız
YazımızAsmai Yusuf Samih · Tiyo Yayınları · 201420 okunma
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.