Yo, hayır! Bu buz gibi pis suyun içine kendini atmaya hiç cesareti yoktu. Atsa bile ölüsünü bulabilirler, kendisini suya ni- çin attığını bile anlarlardı. Öyleyse, geriye yapılacak bir tek şey kalıyordu: Kimsenin bulamayacağı bir yere kaçıp kaybolmak.
Adam'la evlenmek için söz kesildikten sonra Hetty içine düştüğü bu çıkmazdan kurtulmak için günlerce, haftalarca bek- lemişti. Sanki kör, belirsiz bir umut herşeyi birden düzeltiverecek, içinde gizlemeye çalıştığı sevgiyi başkalarının duyması kor- kusu, bilinmeyen bir kuvvetle, ortadan kalkacaktı. Şimdi ise ar- tak bu bilinmeyen, gözle görülmeyen mucize kabilinden kuvveti beklemeye tahammülü kalmamıştı. Son günlere kadar olanca gü cünü sevgisini gizlemek için kullanmış, sırrını açığa vuracak herşeyden çekinmişti. Arthur'a mektup yazmayı ne zaman aklı- na getirse büyük bir korku içinde kalıyordu: Çünkü Arthur'un, aralarındaki sevgiyi Hetty'nin yakınlarına, komşularına belli et- meden kendisine bir iyilikte bulunamayacağı meydandaydı. O za- man da Hetty'nin göreceği hakaretin sonu gelmeyecekti. Onun için, Arthur'dan artık bir hayır beklenemez olmuştu. Şimdi Hetty'. yi bu korkudan kurtaracak başka bir çare, başka bir tedbirin mut- laka ortaya çıkması gerekiyordu. İşte Hetty, genç, çocuk, cahil kafasıyla, böyle beklenmeyen bir çarenin ortaya çıkacağına bü- tün kalbiyle inanmıştı.
Şimdi ise, içinde bulunduğu güçlük kaçınılmaz bir hal alıyordu; evleneceği gün nerdeyse gelip çatmak üzereydi; artık elle tutulmayan, gözle görülmeyen bir mucizeye inanmak zamanı çoktan gelip geçmişti. Bütün tanıdıklarının gözlerinden uzak bir yere kaçıp kurtulmaktan başka çare yoktu
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.