Gönderi

Nişancı Bey'in Fûzuli'yi davet ettiği Meclis...
Kimi gazel okuyor, kimi muamma soruyor, kimi mesnevi anlatıyordu. Perde arkasından gelen müzik yer yer Meragî bestelerini, bazı bazı Mevlanâ güftelerini dillendiriyor, atışmalar, iğnelemeler, şakalar, öyküler, kahkahalar derken söz Leylâ ile Mecnûn'un ölümsüz aşklarında düğümlendi ve karşılıklı anlatımlardan sonra Hayalî Bey Fuzulî'ye dönüp "Bağdat'ın nadide gülü, sözün seçkin sultanı!" dedi, "Çöl kızı Leylâ ile çılgın âşıkı Kays'ın öyküsü iranlı şairler tarafından defalarca yazılmış. Ne ki Türkçe söyleyen pek az ve sözleri pek cılız. Bu gizli hazinenin sandığını açsanız, bir kitap yazsanız ve bu eski bahçeye bir taze güzellik verseniz!.." Hilleli Mehmet Fuzulî şafak sökümünde konaktan yarı mahmur ayrılırken, o geceden zihnine kazınmış bu sözler kulaklarında çınlamaya başlamıştı bile...
Sayfa 29 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
·
214 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.