''Evet, çok inatçıydım tüm kırılganlığıma rağmen. Ya da tüm kırılganlar gibi mi demeliydim? İnadımın tırnaklarıyla tutunuyordum sanki bir türlü anlayamadığım, hoyratlığıyla başımı döndüren, muhteşem ve korkunç hayata.''
İçimizde saklı , belki toplum tepkisi kaygısı , belki çocukluktan yetişme tarzımızın
katı ve konuşulmaması gereken konular üzerinde dikteyle durulduğu mahrem dediğimiz ve kendimize bile itiraf edemediğimiz konular üzerinde durmuş yazar.
Hepimizin elbet vardır ki ''doğru ya da yanlış algısından ziyade öğrenilmiş çaresizlik'' diyebileceğimiz konular üzerinden hayatımızı idame ettirmemiz ve asla diye sıfatlandırdığımız konular.
Konuşmamaktan saklı kalınmasından doğan ve alınan yanlış kararlar sonrasında ya yalnızlığa ya da istenmeyen kişiler ile geçilen koca bir ömür vb konulara değinilmiş kitapta.
Hikaye kitabı olması sebeiyle her konu başlığında farklı birinin aslında benzer durumları ve baskılanmış hislerini anlatmış.
Kitabı bitirdiğimde ben de uyandırdığı düşünce ''hiçbirimiz değiliz masum'' demek oldu:)