İnsanlarKahramanımızın, insanların ve Dünya’nın tam
olarak ne olduğunu bilmediği için hissettiği
nefretin; iki farklı boyutta yaşayan varlıkları
birbirine bağlayan bir duygu olan aşka dönüştüğü bir bilim kurgu hikâyesi.
Konusu:
Andrew Martin adında bir matematikçi, insanların bilmemesi gereken bir
matematik teoremini çözümler. İnsanlar bu teorem sayesinde yeni bir
boyuta geçebileceklerdir fakat evrenin bir diğer ucunda yaşayan
Vonnodanyalılar buna izin vermezler. İnsanların bazı şeyleri bilmeden
yaşamaları gerektiğini düşündükleri için Andrew’i öldürüp, kendilerinden
birini Andrew’in kolonu olarak Dünya’ya gönderirler...
[ sonraki paragraf spoiler içerir ]
Başka bir gezegenden gelip insan şekline giren ve canlandırdığı insanın ailesiyle yaşamaya başlayan bir yaratık; Dünya’da geçirdiği zaman boyunca insani duyguların ona bulaşmasına engel olamaz. Ve elinde olmadan başkasının çocuğuna ve karısına görevini yerine getirmekten vazgeçecek kadar değer vermeye başlar.
Birkaç alıntı bırakıyorum:
İnsanlar kibirlidir. İnsanlar hırslıdır. Para ve şöhretten başka bir şeyi umursamazlar. Matematiği kendi içindeki değeri yüzünden
değil, onlara sağlayabileceği şeyler için takdir ederler. (S: 128)
Üstüne bir de özgür irade diye bir şeyin olmadığını öğrendik, insanların tepesini
iyice attırdı bu bilgi. Şimdi uzaylıların varlığı da kanıtlanırsa gerçekten tedirgin olurlar, çünkü o zaman hiçbir yönden eşsiz
yahut özel olmadığımızı kesin bir şekilde kabul etmek zorunda
kalırız. (S: 188)
Kendi kendini yenileyemeyen bir vücuda hapsolacaksın. Yaşlanacaksın.
Hasta olacaksın. Acı çekeceksin ve bu acının -ait olmak istediğin cahil canlı türünün aksine- senin seçimin olduğunu bileceksin.
Bunu sen istedin. (S:222)
Tavana bakıp keşke dualarımı duyacak
bir tanrım olsaydı diye düşündüm. (S: 243)