Biz her zaman aydınlıktan yana olacağız.Atatürk'ün, mucize olarak şeriat bataklığından kurtarıp akılcılığa,müspet ahlaka, vicdan ve benlik duygusuna ve çağdaş uygarlığa ulaştırdığı Türk toplumu bugün, mübtezel çıkarlar uğruna herşeyi din açısından ölçüye vuran şer temsilcilerinin pençesindedir. Şeriatçılar, görülmedik bir pespayelikle, sinsi ve hileli usullerle devlet yönetiminin kilit noktalarını ve bu arada laikliğin silahlı teminatı olan orduyu ele geçirme hevesindedirler.
Şeriatçılar, Atatürk’ün aklı vahye üstün kılan ve akılcılığı her şeyin temeli yapan düşüncelerini ve hele hele din ve Tanrı anlayışını paylaşabilecek kerteye gelmiş değildir. Konuyu bu kısa yazı çerçevesine sığdırmak mümkün değil, fakat çarpıcı örnek olmak üzere her şeyden önce Atatürk’ün "Tanrı" kavramı konusundaki şu sözlerini anımsatalım:
"Masum ve cahil insanları, yüzlerce Allah'a taptırmak veya Allah'ları muayyen (belli) gruplarda toplamak ve nihayet bir Allah kabul ettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir...”
Atatürk’ün "İslamiyet ve Türkler" konusundaki şu sözlerini okuyalım:
"... Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra bu din... Türk milletinin milli rabıtalarını (bağlarını) gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed'in kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde, şamil, bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu arap fikri ‘ümmet’ kelimesi ile ifade olundu. Muhammed'in dinini kabul edenler, kendilerini unutmaya, hayatlarını Allah (sözcüğünün) her ydrde yükselmesine has retmeye mecburdular. Bununla beraber Allah'a, kendi millî lisanında değil, Allah'ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta (Tanrı'ya yalvarıda) bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, Allah'a ne dediğini bilemeye cekti. Bu (durum) karşısında Türk milleti birçok asırlar ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, adeta bir (sözcüğünün anlamını) bilmediği halde Kur'an \ ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler..." Kaynak, Türk Tarihî'nin Ana Hatları