Tek bir gruptan ziyade bir kategoriyi ifade eden yahudi fundamentalistleri, modernizm karşısında asimile olmamış ya da olmayı reddeden, Yahudiliğin modem öncesi formlarına dönme arayışındaki yahudileri ifade eder. Günümüz yahudi toplumlarında farklı şekillerde tezahür eden fundamentalizm başlıca üç sınıfa ayrılabilir: Haredi (Haredim) yahudileri, Gush Emunim ve Rabbi Meir Kahane'nin oluşturduğu Kach hareketi. Haredi (Haredim-ultraortodoks) cemaati, İsrail yahudilerinin en eski fundamentalist grubudur. Sosyal bir olgu olarak Haredim, homojen bir sosyal hareket veya bir tek teoloji okulu değildir; birden fazla ultra-ortodoks geleneğin, Hasidic meclislerin,
dini grupların, din adamlarının ve düşünürlerin bir araya gelmesiyle oluşmuş fundamentalist bir gruptur. Yaşam tarzları ve genel inançlarda benzeşmekle birlikte, teolojik yorumlarda, geldikleri ülkeler ve örflerinde farklılık gösterirler. Haredi'lerin en aşırısı olan Eda Haredit (dindar toplum) üyeleri, muhafazakar Musevi din adamlarınca yönlendirilen görece yoksunluk içinde yaşayan orta ve alt-orta sınıf yahudilerdir. Haredim'in üyelerini bir araya getiren iki önemli sebepten biri yahudi hukukunun buyruklarının katı yorumuna gösterilen bağlılık; ikincisi sektiler İsrail'in yönlendirici ideolojisi olan Siyonizme karşı teolojik reddir.
Bu iki husus ultra-ortodokslar arasındaki iç ayrımları gölgede bırakan ve haredi cemaatini, toplumun geri kalanından ayıran niteliklerdir. Haredimlerin çoğu yaşam tarzı bakımından diğer İsraillilerden oldukça farklıdır, hatta ayrılıkçı tutumları ayrı şehir ve semtlerde yaşamalarına neden olmuştur. Haredim'in çoğu yahudilerin halen sürgünde olduğuna, Siyonizmin ve İsrail devletinin çözüm olmadığına, dahası bunun büyük bir günah olduğuna inanır. Buna göre Süleyman tapınağının yıkılması ve sürgün, Tanrı'nın buyruklarına uymadıkları için yahudilere verdiği cezadır. Kurtuluş ve gerçek ulusal bağımsızlık, yahudilerin acılarını giderecek bir Mesihin gelmesi ile mümkün olacaktır. Yahudileri bir dinin takipçileri olarak değil de bir ulus olarak gören Siyonizme duyulan tepkinin temelinde ise modern sektiler kültür vardır. Haredim yahudilerine göre yahudilerin yapması gereken ulusal bağımsızlık aramak değil, Tanrının yahudileri kurtuluşa erdirmeye karar vereceği ana kadar beklemektir. Ancak siyonizme karşı gösterilen katı yaklaşım, zamanla yumuşamış ve İsrail siyasi yapısı ultra-ortodoks yahudilerce de facto kabul görmüştür. En aşırı gruplardan Eda Haredit gibi Siyonizme karşı savaşı dünyevileşmeye karşı savaşla eş gören gruplar ise var olmaya devam etmektedir. Haredi yahudi cemaati, savunmacı bir tavır benimsemek suretiyle yaşam tarzına ve iç disiplinine engel olacak her türlü modern-seküler etkiye karşı reaksiyoner olmuştur. Her ne kadar cemaate katılım gönüllülük arz etse de, gizliliği kabul etmeyen bir totalitaryan sistem söz konusudur.
Hahamların buyruklarına uymayan kişiye karşı ağır müeyyideler uygulanır. Haredi epistemolojisi monisttir ve tek hakikati kabul eder. Yanlış yapanlara karşı büyük bir hoşgörüsüzlük vardır. Çoğu zaman şiddetle ifadesini bulan tepkiler, genç yeshiva öğrencileri tarafından uygulanır. Ötekine karşı tepki, yaşam alanlarının kısıtlandığını hissettiklerinde daha da şiddetlenir. Bu anlamda seküler yahudilerin dışında misyoner hristiyanlara karşı kilise yakmaya varan tepkiler gösterilmiştir. Benzer şekilde arkeolojik kazılara, Mormon akademi merkezine, otobüs duraklarında bulunan bikinili reklamlara, cumartesi yasağına uymayanlara karşı protestolar veya taşlamalar yapılmıştır. Söz konusu protestolar, bağrışlara, ağlamalara ve çoğu zaman kan dökülmesine sahne olur. Yahudi fundamentalist hareketlerin öne çıkan formlarından ikincisi Batı Şeria ve Gaza yerleşimcilerinin oluşturduğu Gush Emunim (İmanlılar Bloğu)'dir. Milli siyasetle yakından ilgilenen grup, İsrail devletindeki en militan hareket olarak algılanmıştır. Haredim, eski bir cemaat olarak iki yüz elli binin üzerinde ultra-ortodoks az eğitimli orta ve alt orta Aşkenazi yerleşimci tarafından oluşturulurken; 'Gush Emunim, orta ve üst orta genç Aşkenazi yahudilerin ve yeshiva öğrencilerinin oluşturduğu yirmi bini geçmeyen bir fundamentalist gruptur. Modern bilim ve teknolojiye aşina olan üyelerin çoğu seküler eğitimden geçmiş
kimselerdir. Yönlendirici hahamlar ise genç ve yenilikçidir. Hareket, resmi olarak 1974'de kurulmuştur.
Gush Emunim'e göre büyük İsrail zaferi, İsraillilerin Tanrısı Yahova'nın en zor anında İsraillileri yalnız bırakmadığının açık bir işaretidir. Hareketin önemli isimlerinden Rav Kook'a göre sektiler Siyonist hareket kutsaldır ve başarısı kurtuluşa bir işarettir. Böylece, ortodoks ve sektiler siyonistler arasında bir köprü kurulmuştur.
Her ne kadar optimist ve uzlaşmacı görünse de Gush Emunim de diğer fundamentalist hareketler gibi militan bir potansiyel taşır. Nitekim 1973'deki savaşın İsrail devletini kötü etkilemesi karşısında harekete geçen Gush Emunim üyeleri, Batı Şeria'da yasadışı yerleşim girişimlerinde bulunmuştur. Temel amaçları İsrail'in işgal ettiği toprakların İsraillilerce iskan edilmesi ve İsrail devletinin bütünleşmiş birer parçası olmasıydı.
Yine 1982'de Kuzey Sinai'den geri çekilişi durdurmak için mücadele etmişlerdi. Dönemin en büyük Yahudi-Arap gerginliklerinden biri ise İbrahim'in, İshak'ın, Yakub'un ve eşlerinin gömülü bulunduğu Halil (Hebron)'de yaşanmıştı. Kutsal Halil'in tümüyle İsrail'in olması gerektiğini düşünen yahudiler müslümanları kışkırtacak pek çok girişimde bulunmuş ve şiddete sahne olan olaylara neden olmuşlardı.
Gush Emunim, fundamentalist militanlığını geliştirdiği bir fikirle meşrulaştırdı. Buna göre, madem ki İsrail hükümeti yerleşimcilerinin güvenliğini sağlayamıyor o halde, kendilerinin ve ailelerinin güvenliğini sağlamak yerleşimcilerin görevidir. Saldırıya karşı verilecek cevap yine saldırıdır. Eğer bir yahudi sivil öldürülmüşse cevap Arap sivilin öldürülmesi; bir yahudinin arabası yakılmışsa yine aynını yapmaktır. Söz konusu yaklaşım, yöneticilerden ve siyaset adamlarından da destek görmüştü. Nitekim, 1977'den 1992'ye kadar İsrail'i yöneten sağcı Likud'un ilk lideri Menachem Begin, Gush Emunim için "sevgili çocuklarım" ifadesi kullanmıştı. Ayrıca, Batı Şeria gibi yerlerde Gush Emunim'in politikasına uygun şekilde yerleşimciler bulundukları bölgenin savunmasından sorumlu kılınmış; bu da sivillerin bilfiil silahlanmasına neden olmuştu. Gush Emunim üyeleri, daha da aşırı giderek müslümanlar için dünyanın en kutsal yerlerinden biri olan Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra'yı bombalamayı düşünmüşlerdir. Söz konusu düşünce hareketle yakın ilişki içindeki Yeshua Ben-Shoashan ve Yehuda Etzion tarafından desteklenmiş ancak hayata geçirilmemiştir.
1987'de İntifada'nın başlamasından sonra ise Gush Emunim aktivistleri daha radikal ve şiddet içeren faaliyetler içine girmişlerdir. Nüfusun %20'sinin kendini dindar olarak nitelediği İsrail'de öne çıkan üçüncü fundamentalizm formu ise Rabbi Kahane'nın 1968'de New York'ta kurduğu Kach hareketidir. Hareketin teorik temelini ve popüler kaynaklarını ortaya koyan Kahane, üyeleri üzerinde mutlak bir güce sahipti. 1968'de bir grup arkadaşıyla birlikte Yahudi Savunma Birliği (Jewish Defense League)'ni kuran Kahane, başlangıçta Amerika'daki yahudiler için faaliyet gösterirken daha sonra tüm Yahudiler için mücadele etmeye başladı. 1969'dan sonra pek çok şiddet olayının içinde yer alan örgüt üyeleri pek çok kez takibata uğradı ve üyelerinin pek çoğu hapse girdi. 1971'de İsrail'e gelen Kahane, tüm yahudileri güvenli bir yer olarak nitelediği İsrail'e gelmeye çağırdı. 1982-85 Lübnan savaşları sırasında toplumdaki kamplaşmadan faydalanarak 1984 seçimlerinde meclise girdi. Hareketin ideolojik yönüne bakıldığında öncelikle Haredim ve Gush Emunim gibi sektiler devletin günahkar olduğu algısı dikkat çeker. Ancak her ne kadar devleti elinde bulunduranlar günahkar olsa da, İsrail devleti aslen Tanrı tarafından yaratılmıştır ve kutsaldır. Bu anlamda Gush Emunim gibi Siyonist olan Kach hareketi, öteki olarak tanımladığı unsurlara karşı derin bir güvensizlikten beslenmektedir. Yapılması gereken şey ise dünyayı şaşırtacak bir askeri güce sahip olmaktır.76 Başlangıçtan itibaren hareketin önemli bir unsuru olan şiddet Kahane tarafından meşrulaştırılmaya çalışılmış, "Yahudi menfaati için yahudi şiddeti asla kötü değildir" ifadesinde kendini net şekilde ortaya koymuştur. Araplara karşı terörü meşru ve hatta gerekli gören hareket, 1970'lerde Halil'deki Arap-Yahudi çatışmasında da önemli rol oynamıştır.