Pentekostalizm
Fundamentalizmin bir diğer şekli olan Pentekostalizm, ilk kez 1906 yılında Los Angeles Azusa Caddesinde siyah Evanjelist William J. Seymour tarafından yönetilen dini toplantılarda ortaya çıktı. En büyük Pentekostal denominasyon olan Tanrı Meclisleri (Assemblies of God) 1912 yılında kuruldu. Toplumun yoksun kesimleri tarafından büyük rağbet gören yeni hareket, pek çok açıdan kendilerinden önceki daha kurumsal fundamentalistleri ve kutsal hareketleri takip etti. Bir yandan, dispensasyonalizmi ve İsa'nın yeryüzüne ikinci kez döneceğine dair inancı benimserken, diğer yandan Kutsal Kitap'ın yanılmazlığını ve Hristiyan hayat tarzına bağlılığa yönelik bireysel hayattaki katı kuralları savundu. 252 Diğer fundamentalist gruplar detaylı dokrinal öğretileriyle dikkat çekerken Pentekostalizm, insanın rasyonel olmayan boyutuna dikkat çekmiş, duygusal tecrübesini esas almıştır. Bilimsel gelişmelerin Kutsal Kitap'ın doktrinal iddialarına karşı çıkıyor olması diğer fundamentalist hareketlerin yumuşak karnını oluştururken; pentekostalizm bu durumdan pek etkilenmemiştir. Bu durum, fundamentalist gruplar arasında pentekostalizmin kognitif, doktrinal olanlardan daha çabuk yayılmasının nedenlerinden biri olabilir. 253 Pentekostal dindarlığında ön plana çıkan duygusal yoğunluk çoğu zaman dini ayinlerde inananların coşkun davranışlarında kendini gösterir. Pentekostallar, ibadetleri sırasında kollarını havaya kaldırıp niyaz eder şekilde sallarlar ve Tanrı'nın ödülü olduğuna inandıkları lisanlarda konuşurlar. Saatler süren ibadetlerinde dualar eder, şarkılar söylerler. Tümüyle İncil'e adanmışlığın İsa'ya ulaşmayı beraberinde getireceğine inanan Pentekostallar, Kutsal Ruh tarafından kutsanan kişilerin Ruh'un dokuz ödülünden birine veya daha fazlasına sahip olacağına inanırlar: hikmet, bilgi, iman, şifa, mucizeler, kehanet, kötü ruhları seziş, bilinmeyen lisanlar ve lisanların yorumu. Pentekostallar, refah düzeyi daha yüksek olan Protestanlar tarafından çılgınlıkları, heyecanları ve dindarlıklarının coşkulu ifadesi nedeniyle hoş karşılanmamış, kontrolden yoksunluk ve tümüyle irrasyonel olmakla suçlanmışlardır.254 Öte yandan, kimi yazarlar tarafından İncil fundamentalizmine muhalif olmakla itham edilmişlerdir. Oysa, benimsedikleri tecrübi dindarlıklarının doğası İncilin meşruiyetinin katiliğine bağlılıklarını engellememiştir. Ayrıca, pentekostallar, dispensasyonel eskatolojiye ve İncile bağlılıklarını ifade ederken, sosyal ve siyasi pek çok fundamentalist hareketin içinde bulunmakta ve dünyayı evanjelize etmek için önemli çabalar göstermektedirler. Öte yandan, pentekostalizmin eşitlikçi doğası pek çok ırktan yoksun insanların bu gruba katıl�mını sağlamıştır. Diğer Protestan geleneklerden önemli bir farkı da kadın vaizleri kabul etmesidir. Nitekim, 1920 ve 1945 yılları arasında Amerika'daki en meşhur Pentekostal evanjelist Aimee Semple McPherson'dır. McPherson, kendi aylık dergisi The Bridal Call'u çıkarmış ve kendi Pentekostal geleneğini kurmuştur. Daha da önemlisi, McPherson'ın çalışmaları bu tip bir Protestanlık anlayışının sadece toplumun zayıf ve fakir kesimleri arasında kalmayıp daha öteye geçebileceğini ispatlamıştır. 255 İkinci dünya savaşından sonra Pentekostalizm, ana-akım muhafazakar Amerikan fundamentalizmine nüfuz etti. Nitekim, daha çok kutsal şifa üzerinde duran Oral Roberts, A. A. Allen gibi evanjelistler, Pentekostal eğitimden geliyorlardı. Ancak, şifayı ruhun diğer güçlerini göz ardı ederek ön plana çıkarmak Pentekostal kiliseler tarafından hoş karşılanmadığı için A.A. Ailen, Tann Meclisleri'nden (Assemblies·of God) dışlandı. Buna mukabil Ailen, Arizona'da Mucize Vadisi (Miracle Valley) isminde kendi bağımsız karizmatik cemaatini oluşturdu. 1960'lı yıllardan sonra orta sınıflara ulaşan Pentekostal hareket özellikle misyonerlik faaliyetlerindeki başarısıyla dikkatleri üzerine çekti. Barındırdığı doğa üstü vurgu ve teklif ettiği eşitlikçi yapıdan ötürü Amerika dışındaki yoksun toplum kesimleri tarafından da benimsendi.