Buradaki önemli bir felsefi soru ise daha sonra gelecek ilim adamlarını asırlar boyunca meşgul eden şu sorudur: Tanrı neyi bilebilir?
Şüphesiz, Tanrı'nın bilgi sahibi olduğu kabul edilir, bu da Tanrı'nın kamil olduğu görüşüne dayanır. Eğer ilim sahibi ol masaydı, kamil olmazdı, zira bilmek bilmemekten daha iyidir. Tanrı'nın alim-i mutlak olması, her şeyi bilmesi demektir. Ancak Tanrı açısından bu ne anlama gelir? Mesela, birisi Paul'ün Fran sa'nın başkentini, kek yapmayı, saati vs. bildiğini söylese, aslında hem farklı bilgilerden hem de mekan, zaman gibi kavramlardan bahsetmiş oluruz. Bu, bizim gibi mümkün, fiziki bedeni olan fa niler için sorun teşkil etmez, ancak vacip, sabit ve maddi olmayan bir varlık için bazı sorunlar gündeme getirir. Mesela Paul şöyle dese: "Şu anda Londra'da saatin 4 ve havanın güneşli olduğunu biliyorum." Bu durumda Paul belli bir zaman dilimine, meka na ve duruma atıfta bulunmaktadır, ama zamansız mekansız bir Tanrı 'şimdi' hakkında nasıl konuşabilir? Şu anda Londra'da ha vanın güneşli olduğunu söylemek, daha sonra güneşli olmayaca ğını söylemek anlamına gelir veya başbakanın 45 yaşında oldu ğunu söylemek, onun daima o yaşta kalmaması demektir. Tanrı değişmiyorsa, nasıl oluyor da değişime maruz, sürekli değişken şeyleri bilebiliyor? Değişmeyen bir varlık, değişen şeyleri bilebi lir mi ve bu süreçte kendi içinde değişimden uzak kalabilir mi? Mükemmel bir varlık, mükemmel olmayan şeyleri bilebilir mi?
Bu sorunun basit bir cevabı, "Evet, neden olmasın?" şeklin-
96 Doğuşundan Günümüze İslam Felsefesi
dedir. Tanrı, Paul için belli bir zamanda ve belli bir yerde ha vanın güneşli olacağını niçin bilemesin ki? Aslında Tanrı'nın alim-i mutlak olması, O'nun her zaman, her yerde, herkes için geçerli olan bütün durumları bilmesidir. Bu da şüphesiz 'alim-i mutlak'ın ne demek olduğudur. Tabii bunun cevabı o kadar da basit değildir. Okura, Tanrı'nın mahiyetiyle ilgili güzel bir kitabı okumasını tavsiye ederiz. Şimdilik üzerinde durmak istediğimiz bazı hususlar şu şekilde: Tanrı ortaya çıkmayan eşyanın bütün mümkün hallerini de bilebilir mi?
Mesela bu kitabın yazarı, bugün daha fazla yazmamaya ka rar vermiş olabilirdi veya bugün soğuk değil, daha sıcak olabilir di veya kar yağabilirdi VS . Hiç şüphesiz alim-i mutlak bir Tanrı bütün ihtimalleri bilir.
Ayrıca daha önce ifade edildiği gibi, farklı bilgi türleri söz konusudur. İnsanlar söz konusu olduğunda, bilgilerimizin hep si olmasa da büyük bir kısmı fiziki mahlukata dayanır. Kant'ın dikkat çektiği gibi, dünya hakkında bildiğimiz her şey tamamen insani donanımımıza (fiziki beden veya şuur gibi özelliklerimi ze) dayanır. Ancak Tanrı maddeden münezzehtir, bu yüzden bil gi edinmek için bir 'alet'i yoktur veya daha doğrusu insanların sahip olduğuna benzer bir aleti yoktur; Tanrı'nın şuurlu olduğu kabul edilir, ancak hislerini kullanacağı bir bedeni yoktur. Ayrı ca Tanrı'nın bilgi edindiğini söylemek de anlamsızdır, çünkü bu durumda, bir halden (bilmeme) bir hale (bilme) geçmesi gerekir ki kamil bir varlık için bu söz konusu değildir. Bu düşünce çok sayıda Müslüman filozofu, Allah'ın ilminin mücerret ve vacip hakikatlerle sınırlı olduğu sonucuna götürmüştür, ancak bu hü kümleri de, onlara saldırı için Gazzali'ye fırsat vermiştir. Gaz zali'ye göre Allah'ın ilmi sınırlı olamaz ve şüphesiz Allah cüzileri de bilir. İbn Sina, aslında Allah'ın her şeyi bildiğini, ancak bunun külli manada olduğunu söylemiştir. Bu görüş biraz muğlak olsa
RoyJackson 97
da İbn Sina, Gazzali'yle şu konuda aynı fikirde olma eğilimin dedir: Hiçbir şey, hatta en küçük şeyler bile, Allah'ın ilminden kaçamaz.