"Kendi şuurumuz hayatımızın mantığını bir cinnet sayabilir. Fakat hayatımızın mantığı kendi izanımıza her an güler ve onu istihfaf eder. En makul adamların bile, en makul adamların hele, bazen delilik yapmaya meyilleri istekleri ihtiyaçları olmaz mı?"
"Delilik, suların, havanın, bütün tabiatın bir nevi başıboş mantığı değil midir?"
"Bunları nasıl bilelim ki hep buhar gibi kaynaşan hudutlar üstündeyiz! Bu hükmü kim verebilir ve bu işe kim hakem olabilir?
Kim bilir, kim diyebilir ki delilikteki usluluk nerede biter usluluktaki delilik nerde başlar?