Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

336 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitap, Halide Edib Adıvar’ın kaleminden kendi hatıralarını içeriyor. Osmanlı’nın son döneminde İstanbul’da nasıl hatiplik yaptığı ile başlıyor anılarına. Kendi anılarını anlatırken Osmanlı’nın içinde bulunduğu durumu, siyasilerin ve Padişah’ın duruma nasıl yaklaştığını da objektif bir şekilde aktarıyor. Meydanlarda yaptığı konuşmalar nedeniyle idama mahkûm edilen yazar ve siyasi görüşü nedeniyle mimlenen eşi Doktor Adnan Bey, aile dostları ve sevenleri vasıtasıyla İstanbul’dan kaçırılırlar. Çetelerden ve İngiliz ordusundan saklanarak zorlu koşullarda Sakarya’ya varırlar. Oradan sonra ise Millî Mücadele için canla başla çalışmaya başlarlar. Halide Edib, İstanbul’da Robert Kolej’de yatılı olarak okuyan oğulları için de oldukça endişelidir. Çünkü bilindiği üzere İngilizler ulaşmak istedikleri kişilerin sevdiklerine zarar vermekten geri durmazlar. O dönem bir tanıdıklarının yardımıyla oğulları Amerika’ya yollanır ve tahsillerine orada devam ederler. Ankara günlerinde kadınların örgütlenmesi, Milli iradenin canlı tutulması gibi konularda canla başla çalışır. Ardından Ankara’da oturarak pek de işe yaramadığına kanaat getirerek ordunun bir neferi olarak görev almak isteğini Gazi Paşaya iletir. Gazi Paşa onu hemen İsmet Paşa’nın komutasındaki bir birliğe yerleştirir. Onbaşı rütbesi ile göreve başlar. Bazen yazıcılık bazen tercümanlık bazense hastanede hastabakıcılık yapar. Çalıştığı her alanda büyük hürmet görür. O da bu fırsatları değerlendirir ve romanları için malzeme toplamaktan geri durmaz. Gazi Paşa’nın daveti ile onunla birlikte İzmir’e giren ekipte yer alır. Orada Latife Hanım’la olan aşkının filizlenişine şahit olur. Fikriye Hanım ile Ankara günlerinden tanıştıkları, dahası Gazi Paşa’nın onun için anlamını bildiği için bu aşkı biraz hüzünle izler. Artık savaş bittiğine ve düşman tamamen ülkeden atıldığına göre evine dönmek için Gazi Paşa’dan izin ister. Dönüş yolunda Yunan mezalimine uğramış köylüler ile görüşerek vahşetin boyutunu daha da iyi anlar. Yunanlılar çekilirken Türklerin başı üzerinde bir dam kalmaması, yaşamlarına devam edememesi konusunda titizlikle çalışmış yakılmadık ev, katledilmedik hayvan bırakmamıştır. Bu kötülükleri dinleyerek ve izleyerek yıllar önce kaçmak zorunda bırakıldığı yuvasına ve sevenlerine geri döner. Ancak savaş bitse de siyasi durgunluk asla mümkün olmaz. Sıfırdan kurulacak bir ülkenin aydın vatandaşları oldukları için bu konuda onlara büyük görev düşüyordu. Onlar da üzerlerine düşeni yapmaktan imtina etmezler. Ancak savaş bitip kişilerin menfaatleri devreye girdiğinde eski günler mumla aranır olur. Doktor Adnan Bey, Gazi Paşa’yı etrafındakilerin birçoğunun dalkavukluk için yanında bulunduğu konusunda uyardığında Gazi Paşa durumun farkında olduğunu belirtir. Bu yanıt içlerine bir miktar su serpse de gidişat pek de belirtildiği gibi değildir. Bu nedenle Kurtuluş Savaşı sırasında başrollerde yer alan Doktor Adnan ve Halide Edib artık arka saflara atılmışlar hatta muhalefet etmekle suçlanıp dışlanmışlardır. Onlar da çareyi yurt dışına yerleşmekte bulurlar. Bu durum ne kadar ağır gelse de pratikte başka bir çözüm bulamazlar. Bazı şartlar bazı insanları başrole alırken şartlar değiştikçe roller de değişir. Bugün sevilen yarın düşman ilan edilir. Bu yaşanan maalesef ne ilktir ne de son olacaktır. Şartlar her zaman gereklilikleri kendi belirleyecektir. Bize de buna ayak uydurmaktan başka bir çare kalmayacaktır.
Türk'ün Ateşle İmtihanı
Türk'ün Ateşle İmtihanıHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 20192,835 okunma
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.