Sergey Dovlatov'un Bavul'unu Rusça aslından Eyüp Karakuş çevirmiş, kapak tasarımı ise Natalia Suvorova'ya ait. Ve kitap tabii ki "mutlu azınlığa" diyen Jaguar Yayınları’ndan çıkmış.
Sürgüne giderken yanınızda ne götürürdünüz? Bir bavula 36 yıllık hayatınızdan ne sığdırabilirdiniz? O bavula hangi tanıklıklarınızı koymayı tercih ederdiniz? O haldeyken, sürgüne giderken...
Dovlatov, sürgüne giderken bir bavul hazırlıyor. Yıllar yıllar sonra o bavulu bir şekilde açıyor ve içinden sekiz adet eşya çıkıyor. Her şey ayrı bir öykü. Sekiz şey, sekiz anı, sekiz öykü.
Dovlatov'u da okurken dönemin siyasi atmosferini de öğreniyoruz. Ve bir kez daha Rus Edebiyatı başka bir yerde diyerek bir çırpıda bitiveriyor kitap. Ne fazlası var, ne eksiği. Her kelime yerli yerinde. Okuyunuz efendim.