Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

272 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Acı öfkeye nasıl dönüşür?
》"Hepimiz bir hayalet öyküsü yazalım!" fikriyle ortaya çıkan kitap, yazar Mary Shelley tarafından 18-19 yaşlarında yazılmaya başlanmış ve 20 yaşındayken, 1818'de yayımlanmış. Bu açıdan düşünüldüğünde kitabın konusu, kurgusu ve bir çok teknik çok başarılı olmuş. 》Frankenstein romanı, Kaptan Robert Walton ve kız kardeşi Margaret Walton Saville arasındaki mektuplar ile başlar. Walton, başarısız bir yazar ve kaptan olup Kuzey Kutbu'nu keşfetmek için yola çıkmaktadır. Yolculuk sırasında geminin mürettebatı bir kızağın üzerinde devasa bir yaratık oturduğunu ve yaratığın köpekleri idare ettiğini görür. Mürettebat birkaç saat sonra ekip Victor Frankenstein adında neredeyse donmakta olan ve zayıflamış bir adamı kurtarır. Adam başından geçen büyük ve benzersiz felaketleri anlatmaya başlar. O anlattıkça kızak üzerindeki yaratıkla adamın arasındaki bağlantı ortaya çıkmaya başlar. 》Victor Frankenstein annesinin ölümünden sonra büyük bir üzüntü duymaktadır. Yaşam ile ölüm konularında bilimsel araştırmalar yapar. Doğa Bilimleri dersleri alır. Ve buna ek olarak bilime olan merakı sebebiyle de topladığı ceset parçalarından bir canlı yaratmaya karar verir. Yarattığı varlık bir insandan daha dayanıklı, yapılı ve güçlüdür. Görüntüsü de son derece çirkindir. Kendisi bile onun bu görüntüsünden rahatsız olur ve yaratığı terk eder. Ondan kurtulduğunu düşünür, taa ki eskiden yaşadığı yerde kötü bir olayla karşılaşıp bunun sorumlusunun yarattığı iblis olduğunu düşünene dek. Aslında buraya kadar bu yaratığın ne düşündüğü, nasıl yaşadığı ve ne istediği hakkında hiçbir bilgimiz yok. 》Frankenstein'ın bu olaydan sonra onunla yüzleşmesi üzerine yaratığın da düşüncelerini öğrenmeye başlıyoruz. Yaratığın tek isteği insanlar tarafından onaylanmak, sevgi görmek... İnsanların arasına karışarak bu konuda şansını denemeye çalıştıysa da çirkin görüntüsü sebebiyle başarılı olamıyor, dışlanıyor, üzülüyor. İşte bu sebeple yaratıcısı olan Frankenstein'dan ona kendi gibi bir eş yaratmasını istiyor. 》Frankenstein bu isteği reddedince yaratıkla arasında amansız bir mücadele, bir intikam savaşı başlıyor. Bundan sonra hayat Frankenstein için hiç kolay olmayacaktır. Burada dikkat etmemiz gereken önemli bir nokta var ki, Frankenstein'ın iblis dediği şey aslında bir canavar değil. Gördüğü muamele onu istemeden kötü birine dönüştürüyor. Bu noktada yaratık için üzüldüğüm, onu anladığım çok zaman oldu. Bu muamele günümüzde çeşitli sebeplerle insanlara da yapılıyor çünkü. 》Yaratıcısının bile korkup iğrendiği, hisleri hakkında hiçbir şey bilmediği, anlamaya çalışmadığı, sorgusuz sualsiz onu bu yaşama sürükleyip sonra iblis diye tiksindiği bir varlığı kim sever ki? Bir varlığı dış görünüşüne göre yargılamak onun içindeki iyiliği de öldürmekten başka ne işe yarar peki? 》Kitapta Tanrı da sıklıkla eleştiriliyor. Madem yarattın neden bizi bıraktın, neden bana sahip çıkmadın, doğru yolu göstermedin gibi bir çok üstü kapalı serzeniş ve alenen de İslam düşmanlığının olduğu bölümler mevcut. 》Frankenstein, yarattığı canavarı reddetmesiyle yaratığa bir isim vermemiş, bu da kimlik eksikliğine yol açmıştır. Roman boyunca "yaratık", "canavar", "iblis", "başarısızlık", "sefil", "arkadaş" ve "o" gibi sözcüklerle nitelenmiştir. Frankenstein, 10. Bölüm'de yaratıkla sohbet ettiğinde yaratık için "iğrenç canavar", "aşağılık iblis",  "iğrenç yoldaş" gibi tanımlar kullanır. Frankenstein'ın anlatımları boyunca Shelley yaratığı "Âdem" olarak nitelemiştir. Shelley, şu epigrafla Aden bahçesindeki ilk insana gönderme yapmıştır:  Ey Yaratan, ben mi istedim, çamurumdan Beni, insanı yoğur diye, ben mi yakardım sana Karanlıktan beni çıkart diye? 》Kitap ilerledikçe bilim kurgu yerini korkuya ve trajediye bırakıyor. Kötü olaylar, acılar birbirini takip ediyor. Acaba Frankenstein mı yoksa yarattığı canlı mı kazanıyor bu savaşı? Ya da asıl suçlu yarattığını sevmeyecektin madem neden yarattın? diyeceğimiz Frankenstein mı, yoksa sevgisizliğin bir canavara dönüştürdüğü o yaratık mı? 》Eylemlerimizin sonuçlarını kabul edip sorumluluk alamayacaksak o işe hiç girişmemeliyiz. 》Ve ne dilediğimize dikkat etmeliyiz. Bizim için iyi gibi gözüken şeyler aslında öyle olmayabilir. 》İstediğimiz şeyleri verdiğinde Yaratıcı'ya sevgi gösterip, işler planladığımız şekilde gitmediğinde ona sitem edip, yüz çevirmek de çok adil değil diye düşünüyorum. 》Bir canavar yaratmaya ihtiyacımız yok. Her yerde milyarlarca var. Bizim için en önemlisi ise içlerinde insan kalabilmek...
Frankenstein ya da Modern Prometheus
Frankenstein ya da Modern PrometheusMary Shelley · Can Yayınları · 201813,9bin okunma
··
259 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.