Merhaba arkadaşlar! Bugün size #yedikilise adlı bir eser ile geldim.
Eserimizin içeriği özellikle, ön yargının nasıl kötü bir huy olduğunu ve bunun verdiği zararı bizlere göstererek ilerlemiş.
Konusuna değinecek olursak baş karakterimiz Adelya’nın üniversiteyi kazanması ile bir giriş yapıyoruz. Adelya üniversiteyi kazanınca çok mutlu olamıyor çünkü son tercihlerinden biri olan Van şehrinde okuması gerekiyor. Bu bölgenin ona anlatılanı ve duydukları ile kafasında kurduğu kötü bir izlenimi vardır. Ama buna rağmen gitmeye karar veriyor çünkü kazandığı bölümü okumak istiyor.
Uzun bir süre herkesten uzak duran Adelya asla kafasında ki ön yargıları bir kenara atmayı düşünmüyor. Bu durum onun herkesten uzak durmasını sağlıyor. Belli bir zamandan sonra arkadaşlarının ona geliş şekli ve çevresinde bulunduğu topluluk aslında anlatılan ve kafasında çizdiği gibi değilmiş görmüş oluyor. Zamanla onları tanıyıp şans verince ne kadar güzel insanlar olduğunu da anlıyor.
Bir ülkenin neresinde olursak olalım aslolan insan değil miydi? Peki nedir halen bölgelere göre yapılan bu ön yargılar? Neden insanı yargılamak için karekterini anlamak yerine bölgesine göre ön yargıyla hareket ediliyor? Bu çağda, halen böyle düşünen kişilerin var olduğunu bilmek bile beni utandırırken, onlar nasıl aynaya bakabiliyolar çok merak ediyorum… Eserin dikkat çektiği noktaya odaklanın lütfen, ön yargılarımız bizi yanıltır, kişileri yerlerine mevkilerine göre değil düşünce ve karekterlerine göre yargılayın.