Gönderi

"Şeyyâd" kelimesinin lügat mânasına uygun "sıvacı, kireçli bina yapan" demek mi olduğu yahut başka bir mesleğe mi delâlet ettiği tam olarak belli değildir. Ancak "şeyyâd" kelimesinin kökünde "yüksek sesle söylemek, övmek" mânası da bulunduğu için, bu kelime "yüksek sesle manzume okuyan, kıssa anlatan' anlamına da gelmektedir. Şeyyâd Hamza'nın Anadolu'da dolaşıp halka dinî-tasavvufi şiirler söyleyen ve kendilerine belki de "șeyyâd" ismi verilen gezgin dervişler topluluğundan olduğu sanılmaktadır. Hem aruz hem de hece vezniyle yazılmış şiirleri vardır. Şiirlerini mesnevî, kaside ve gazel nazım șekillerinin yanında dörtliükle de yazmıştır. Șiirlerini dinî-tasavvufî düşünceyle yazan Şeyyâd Hamza'nın iki tane din dışı gazelinin bulunması, onun dinî-tasavvufî tarafının yanında dünyevî boyutunun olduğunun da kanıtıdır.
Sayfa 79 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.