Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

120 syf.
4/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Sosyal medyada sıkça karşıma çıkması ve yorumların da olumlu olması sonucu kitaba yüksek beklenti ile başladım fakat pek de umduğum gibi olmadı. Öncelikle yazarın kalemi bence öyle tatmin edici bir edebilikte değildi. Çoğu zaman bir romandan çok, düşünce yazısı okuyormuş gibi hissettim. İçerik ise havada gibiydi, olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurulamıyordu. Şöyle ki, ana kahraman Yozo, çocukluğundan beri ağır bir bunalımda, insanlarla olan ilişkileri sıkıntılı (insanlarla samimi ilişkiler kuramıyor), hayattan ne isteğini bilmiyor, hayatını baştan sona bir utanç olarak görüyor. Fakat böyle hissetmesinin nedeni, tüm bunları ateşleyen fitilin ne olduğu belli değil. Kitabın sonunda tek bir paragrafla tüm suç babasına atılıyor; "Suç onun babasında." Hiçbir anlamı yokmuşçasına söylemişti. "Bizim bildiğimiz Yozo, çok saf, düşünceli, eğer içki içmezse, hayır, hayır, içse de... Melek gibi bir çocuktu." Bu paragrafı okuyunca ya bu adam ne yapmıştı ki bu çocuğa diye şaşırdım ve kitabın ilk sayfalarına yeniden göz attım fakat cidden yine bir şey bulamadım. Neyse sonuç olarak bence tüm bu melankolinin sebebi kitapta bu son paragraf dışında açıklanmamıştı, bu yüzden de konu havada kalmış gibiydi. Bir başka mesele ise, Yozo birçok şeyi eleştiriyor fakat bilerek ya da bilmeyerek o eleştirdiği şeyleri tutup kendisi yapıyor. Mesela çocukken babasının siyaset arkadaşlarının bir toplantısına katılıyor. Burada insanların, babasının yüzüne gülüp onu övdükten sonra arkasından kötü yorumlarda bulunduklarına şahit oluyor ve insanların ne kadar iki yüzlü olduklarından dem vuruyor. Fakat kendisinin tüm hayatı iki yüzlülükten ibaret. İnsanlar arasında bir yer edinebilmek için aslında olmadığı biri gibi davranıyor, kendi tabiriyle "şaklabanlık" ediyor. Sonra, namus kavramının ne kadar gereksiz olduğundan bahsedip sırf bakire olduğu için bir kadınla evleniyor. Uzun lafın kısası, Yozo'nun kafalar biraz karışık. Sanırım kitapta tek beğendiğim yer evine duyduğu özlemdi. Evinden (ailesinin evinden) ayrıldıktan sonra bir daha hiçbir evi ev gibi benimseyememesi, bir intihar girişiminde baygınken "eve döneceğim" diye sayıklayarak ağlaması beni çok üzdü ve etkiledi. Gerçekten tüm mesele o evde bir yerlerde ama işte somut bir neden anlatımı olmadığı için bir sır olarak kalacak.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · Karakutu Yayınları · 200633,3bin okunma
··
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.