Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

656 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Umutlar ve Hayal Kırıklıkları
Charles John Huffam Dickens, 1812 yılında Portsmouth İngiltere'de dünyaya gelmiştir. Babasının hapse girmesi nedeniyle küçük yaşta fabrikada çalışmaya başlamıştır. Çalıştığı sürede işçi sınıfını ve onların sorunlarını görme imkanı bulmuştur. Fabrikada çalışmaya babasının hapisten çıkıp yeniden işe başlamasıyla son vermiştir. İşi bırakmasının ardından okula devam ederek eğitimini tamamlayan Dickens, gençlik yıllarında ilk olarak bir avukatın yanında, ardından bir gazetede çalışmıştır. Çalışma serüvenleri sırasında sürekli olarak halkın sorunlarını görmüş, sınıfsal ayrımlara kafa yormuş, döneminin insanının yaşayışını incelemiş ve bunu ilk eserinden itibaren edebiyatına da yansıtmıştır. On beş romanı, beş uzun öyküsü, çok sayıda kısa öyküsü ve makaleleri vardır. Yazılı çalışmalarının dışında toplumsal ve sosyal çabaları da olan Dickens'ın Çocuk hakları ve eğitim konularında söyleşileri bulunmaktadır. Büyük Umutlar, Charles Dickens 'ın 1861 yılında yazmış olduğu bir romandır. Ünlü İngiliz yazarın Büyük Umutlar dışında pek çok eseri vardır. Oliver Twist, İki Şehrin Hikayesi, Antikacı Dükkanı, David Copperfield, Mister Pickwick’in Serüvenleri, Bir Noel Şarkısı eserlerinden bazılarıdır. İçlerinden Mister Pickwick’in Serüvenleri, yazarın ilk şöhretini kazanmasını sağlayan eserdir. Charles Dickens, realizm akımı doğrultusunda eserler veren bir yazardır. Romanlarında ve öykülerinde toplumun sorunlarını gerçekçi bir şekilde işler. İyiyle kötünün, mutlulukla mutsuzluğun ve hayallerle hayal kırıklıklarının içe olduğu bir kurgu oluşturma yöntemi vardır. Eserlerinde detaylı betimlemeler yapması, ele aldığı kahramanların psikolojisini derinlemesine yansıtması, mizah, ironi ve gizem unsurlarını eserlerinde ustaca kullanması ve özellikle de döneminin yaşantısını tüm gerçekçiliğiyle anlatması gibi nedenlerle Victoria döneminin en iyi yazarı olarak görülmüştür. Ömrünün elli sekizinci yılında pek çok eserini şöhretinin zirvesinde arkada bırakarak hayata veda etmiştir. Kitabın baş kahramanı Philip Pirrip'tir. Henüz küçük bir çocukken kendi ismini söylemekte zorlandığı ve ismi sorulduğunda yalnızca "Pip" diyebildiği için çevresindekiler ona bu lakapla seslenmeye başlamıştır. Pip, anne ve babasını kazada kaybetmiş bir çocuktur. Ailesinden geriye yalnızca ablası kalmıştır. Pip, ablası ve onun kocası Joe Gargery ile birlikte yaşamaktadır. Ablası, kocasına da Pip'e de kötü davranmakta olan öfkeli, kaba ve acımasız bir kadındır. Anne ve babasının ölümünden sonra kardeşine bakmanın sorumluluğundan şikayet etmekte, kardeşini bir baş belası olarak görmektedir. Kendisinin genel olarak memnun olduğu hiçbir şey yoktur. Zira kocasının da basit, pısırık bir demirci ustası olmasından da rahatsızdır. Bundan dolayı yakınıp durur, kocasını ve erkek kardeşini sürekli döver, onları azarlar. Pip, ablasıyla olan iletişimsizliğinin aksine eniştesi Joe ile yakın dosttur. İkili sık sık baş başa kalıp sohbet ederler ve Pip Joe'yu çok sever. Pip bir gün, evde bunaldığında sık sık yaptığı gibi evden kaçar ve anne babasının mezarlığına gider. Mezarlık köy kilisesinin bahçesinde yer almaktadır. Pip'in evi de dahil tüm köy ve çevresi bataklık bir arazidedir. Köyün içerisinden geçen bir ırmak ve arazinin köy sınırlarının bitiminde bir deniz vardır. Denizde mahkumların hapsedildiği "hulk" isimli gemiler demirlemektedir. Mahkumlar zaman zaman bu gemilerden firar ederek bataklık arazide saklanır. O gün gece saatlerinde gemiden kaçıp arazide saklanan bir mahkum, Pip'in mezarlık ziyareti sırasında birden karşısına çıkar. Korkunç, iri yarı bir adamdır bu. Pip'in kimin nesi olduğunu anlamaya çalıştıktan sonra onu tehdit ederek elinde bulunan bir parça ekmeği alır. Küçük çocuğun gözünü korkutarak ondan daha fazla yemek ve bir de ayaklarına geçirilmiş demirden prangayı parçalamak için eniştesinin dükkanından bir eğe çalmasını ister. Pip fazlasıyla korktuğu için istemeyerek de olsa bunları mahkuma getireceğine söz verir. Koşarak eve gider. O gün korkudan ve telaştan uyuyamaz. Eğer mahkuma istediklerini götürmezse onun gelip kendisine zarar vereceğini düşnür. Ancak istediklerini yaparsa ablasından dayak yiyecek, üstelik kendi evinde hırsızlık yapmış olacaktır. Çocuk aklı böyle etik dışı bie davranışı yapmak konusunda tereddütlüdür. Sonunda ne yapıp eder ertesi gün mahkuma evden çaldığı malzemeleri götürür. Mahkumla uzun yıllar sonra gerçekleşecek olan karşılaşmasından önce, bu onunla son görüşmesi olur. Mahkumla yaşadıklarının üzerinden bir süre geçer. Pip, yaşamına devam eder. Aile dostları olan köylü tanıdıklar ve bir de eniştesi Joe'nin amcası olan Mr. Pumblechook ile bayram gününde bep birlikte yemek yerler. Pumblechook, Pip'in hayatında önemli dönüm noktalarından birini gerçekleştirecek olan kişidir. Zengin ve soyluluğuyla tanınan Miss Havisham'ın evlatlığıyla oynaması için bir çocuk aradığını duyunca ona Pip'i önerir. Pip'in bu zengin kadınla tanışmasıyla ondan para kazanacağını umar. Pip, Pumblechook aracılığıyla başladığı görüşmeleri bir yıl boyunca sürdürür. Geçirdiği bir yıl içerisinde o zamana kadar zihninde kurmuş olduğu dünya sarsılır. Miss Havisham'ın yaşadığı ev, The Satis House, zamanın dışında kalmış gibidir. Keza ev sahibesi de öyle. Evin ışıklandırması zayıf ve eskimiş odalarında böceklerin, kir ve pisliğin arasında yaşayan kadın, bir ölüyü andırmaktadır. Yıllar önce düğün gününde nişanlısı tarafından masada terk edilmiştir. O günden beri evin üzerinde hiçbir değişiklik yaptırmamış, evden dışarı adım atmamıştır. Onun için ve hayat, terk edildiği günün saat dokuzunda son bulmuştur. Bu nedenle evinde tüm saatleri durdurmuş, odaların düzenini, hatta üzerindeki gelinliği bile değiştirmemiştir. Hayata ve aşka küskünlüğü, insanlara inançsızlığı nedeniyle kendini her şeye soyutlamıştır. Pip bunları ilk gördüğünde şok yaşasa da zamanla bu gizemli ev sahibine alışmıştır. Pip'in asıl etkilendiği ve duygu dünyasını darmadağın eden kişi, Miss Havisham'ın evlatlığı Estella'dır. Pip ile aynı yaşlarda olan kız, Miss Havisham tarafından yetiştirilmiştir. Soylu bir çevreye ve oldukça büyük bir güzelliğe sahip olan bu kız kibirli biridir. Pip ile oyun oynarken Miss Havisham'ın da isteğiyle onu aşağılar, kalbini kırar. Onun kaba elleri ve çirkin ayakkabıları ile dalga geçer. Pip için bunlar dayanılmazdır. Bir taraftan Estella'nın zalimliğinden ve kibrinden tiksinmekte, diğer taraftan onun güzelliğine hayran olmaktadır. Önünü alamadığı bir biçimde ona aşık olur. Bu aşk Pip'in hayatını baştan sona değiştirir. Pip artık yaşadığı evden, fakirliğinden, kendi vücudundan kısacası sınıfsal rolünden memnun değildir. Satis House'da yaşadığı sürenin sonunda kendi sınıfına yabancı hissetmeye başlamıştır. Bu evdeki görevini tamamladıktan sonra Miss Havisham Pip'e ödül olarak yirmi beş altın verir ve onu yanından gönderir. Ödül başta ablası ve Pumblechook olmak üzere aileden herkesi mutlu eder. Pip, ergenlik yaşlarına geldiğinde Joe'nun yanında resmi olarak çıraklık yapmaya başlar. Estella ve Miss Havisham ile tanışmadan önce bu mesleğe hevesli olsa da artık çok şey değişmiştir. İstemeye istemeye uzunca bir süre boyunca çıraklığa devam eder. Bu sırada ilkokuldan tanıdığı Biddy ile arkadaşlık kurar. Yine aynı dönemde bir gün evlerinde ablası yalnızken ona saldırarak yaralayan kişi yakalanamasa da ablasında kalıcı hasar bırakmıştır. Genç kadın başına aldığı darbeden dolayı hareket etme ve konuşma becerisini yitirmiştir. Biddy bu olayın ardından Pip'in ablası ile ilgilenmeye başlar. Yıllar böyle böyle geçerken Pip Biddy'den kendisini eğitmesini ve bilgilendirmesini ister. Soylu bir beyefendi olabilmek için harçlıkları ve maaşı ile kitaplar alır. Estella'ya layık olma ve onunla birlikte olma hayalleri kurar. Hayallerini gerçekleştirmesine imkan sunabilecek olay ise birden önüne çıkar. Miss Havisham'ın evinden tanıdığı bir avukat ona gizemli birinden yüklü bir miras kaldığını söyler. Pip böylece umutlarını gerçekleştirmek üzere arkasında ablasını, Joe'yu ve kendisine aşık olan Biddy'i geride bırakarak Londra'ya gider. Londra yaşantısı Pip'i sarhoş eder. Zenginlik, lüks, rahatlık içerisinde yüzerken hızlı yükselebilmek için kendi inandığı etik değerleri yıkar, onlara uymaz. Yaşadığı bu keyif içerisinde sınır tanımadığı için eğitimini de aksatır, borçlar içerisinde kalır. Bu dönemlerde ablasının vefat ettiği haberiyle köyüne döner. Cenaze sonrasında Miss Havisham'ı da ziyaret eder. Orada Estella'yı gördüğünde çok mutlu olur. Onu etkileyebilmeyi umar. Ancak Estella Pip'in yeni haline şaşırmakla birlikte pek ilgili görünmez. Pip hayal kırıklıkları içerisinde Londra'ya döner. Pip Londra'daki yaşamına devam ederken kendisini şok edecek bir şey öğrenir. Mirasa konduğu ilk dönemlerde kendisine miras bırakanın Miss Havisham olduğunu sanmıştır. Ancak bu tahmininin yanlış olduğunu, mirası bırakanın Abel Magwitch, yani yemek götürdüğü kaçak mahkum olduğunu anlar. Onun haksızca mahkum edildiğini öğrenmişse de parasını almış olmaktan tiksinir. Magwitch ile tartışıp onu kovar. Pip hayal kırıklığı içerisinde kendi kendini yiyip bitirirken artık zenginliğin, paranın, lüksün bir önemi kalmamıştır. Aldığı eğitim de, sahip olduğu para da ona Estella'yı kazandıramamış, üstelik para kirli birinin birikiminden alınmıştır. Romanın ilerleyen bölümlerde Pip'in duyduğu tiksinti yerini merhamete bırakır. Magwitch ile samimiyeti artar. Bu kaçak mahkumu saklayabilmek için çabalar. Geçen zaman bir başka sırrı da ele verir. Pip'in hamiliğini yapam avukat Mr. Jaggers'ın yanında çalışan kadın, Magwitch'in eşidir. Çiftin öldüğünü sandıkları kızları ise Estella'dır. Öğrendikleri karşısında Pip'in aklı karmaşık olur. Olaylar ilerlemeye devam etmektedir. Miss Havisham'ı terk eden nişanlı Compeyson'ın, Magwitch'i haksız yere tutuklatan kişi olduğu ortaya çıkar. Compeyson tekrar Magwitch'in peşine düşer. Görevlilere onu yakalattığı sırada boğuşurken ölür. Magwitch ise yeniden hapse düşer. Pip, Londra'da yaşadığı büyük hayal kırıklıklarının ardından köyden ayrılma nedeni olan her şeyin aslında anlamsız olduğunu anlar. Estella da normal bir insanın çocuğudur ve soylu değildir. İkisi de eşittir artık. Köye dönmeye karar verir. Döndüğünde Biddy'i Joe ile evlenmiş bulur. Miss Havisham hâlâ hayattadır ve Estella ise yıllar önce bir soylu biriyle mutsuz bir evlilik yapmış, sonra buraya dönmüştür. İkisi karşılaştıklarında hâlâ arkadaş olduklarına sevindiklerini söylerler ve roman sonlanır. Büyük Umutlar , realizm akımı doğrultusunda yazılmış bir eserdir. Yazarı Charles Dickens kitap içerisinde kendi hayatından bazı parçalar eklemiştir. Yanında çalıştığı avukat ve Pip'in veliliğini yaparak onu yönlendiren kişi benzerlik göstermektedir. Söz konusu benzerlik dışında bir başka uyum da, yazarın diğer kitaplarıyla bu kitap arasındadır. Oliver Twist, ve Antikacı Dükkanı kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da baş kahraman bir çocuktur. Eserde olaylar ve duygular bir çocuğun gözüyle görülür. Baş kahraman Pip'in çocukluğundan yetişkinliğine kadarki yaşamı kitap boyunca anlatılmıştır. Bu açıdan kitabın Bildungsroman özelliği taşıdığı söylenebilir. Victoria döneminin yaşantısını tüm gerçekçiliğiyle anlatan kitap aynı zamanda şehir tasvirleri, şehirlerin varoşları denebilecek köy çevresinin betimlemeleri, insanların psikolojisini derinlemesine ele alışı, sınıfsal ayrımlara değinme şekli, karakterlerin duyguları ve düşüncelerini okura da yansıtabilmesi gibi pek çok yönüyle oldukça başarılı bir eserdir. Realizm akımının özelliklerinden biri olan hayatı tüm olağanlığıyla ele alma ilkesi, kitapta tutarlı bir şekilde kullanılmıştır. Kahramanların hiçbiri tamamen iyi veya kötü değildir. Yazar, toz pembe olayları anlatmadığı gibi okuru karamsar bir olay örgüsüyle de baş başa bırakmamaktadır. Doğal ve gerçek yaşantı nasılsa kitap da öyle bir akıcılık ile ilerlemektedir. Kitabın en vurucu yanlarından biri, baş kahramanın hissettiği duyguları okura da hissettirebilmesidir. Gerçekçiliğin yanında, okurun ilgisini cezbetmek üzere kitaba gizem unsurlarının bol olduğu bir ciltle giriş yapılmıştır. Miss Havisham'ın yaşantısı, Estella'nın davranışları; Satis House'un, bataklığın ve köyün tasvirleri okurda masalsı denebilecek gizemli bir hava uyandırmaktadır. Kitap yayınlandığı dönemden itibaren pek çok kez farklı yönetmenlerce filme uyarlanmış ve seyirciden büyük ilgi görmüştür. Büyük Umutlar; sahip olduğu akıcı ve abartısız anlatım dili, sosyal hayata yaptığı eleştirileri, İngiliz edebiyatını tanıtan en iyi eserlerden biri olması, yoğun duygulu tonu, hem gizemi, hem mizahı hem de hüznü içinde barındırması ve ilginç metaforları nedeniyle okunmaya değer kaliteli bir eserdir.
Büyük Umutlar
Büyük UmutlarCharles Dickens · Can Yayınları · 201714,2bin okunma
·
143 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.