Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

320 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Merhaba. Ayın bir diğer okuduğum eseri Abanoz Kule oldu. Yazardan okuduğum ikinci kitap. Daha önce Koleksiyoncu romanını okuyup çok sevmiştim. Yavaş yavaş tüm eserlerini okumayı hedeflediğim bir yazar. Eserin içinde beş öykü bulunuyor. En uzun öyküler Abanoz Kule ve Muamma isimli öykülerdir. Kısaca bahsededecek olursam; ABANOZ KULE: Kendi de ressam olan David, ünlü ve aksi bir ressam olan Henry Breasly ile röportaj yapmak için ormandaki evine gider. Burada iki genç kadının da ressamla kaldığını görür. İkisi de resimle ilgileniyordur. İki adamın da sanat ve topluma ilişkin savundukları yargılar farklıdır. Burada iki meslektaşın resim ve sanata dair sürtüşmelerini ve genç kızlardan biriyle David'in duygusal olarak karısını aldatışına şahit oluyoruz. Ben hem iki adamın diyaloglarını hem de genç kızla olan sohbetlerini beğendim. ELİDUC; Ortaçağda geçen kelt halkının bir aşk öyküsüdür bu. Bizim masallarımızda "bir varmış bir yokmuş" gibi başlayan halk hikâyelerine benzer bir öyküyle karşılaşacaksınız. Eliduc'un karısı ve sevdiği kadınlarının adlarının benzerliği ile aslında bu öyküye Guilliadun ve Guildelüec öyküsü de deniliyor. Şövalye Eliduc'un iftiraya uğraması sonucu ülkesinden kovulması, gittiği yerlerden birinde de son derece güzel bir prensese olan aşkını okuyoruz. ZAVALLI KOKO; Bir yazarın, başka bir yazarın biyografisini dört yılda yazmış fakat gönderdiği yayınevi reddetmiştir. Bu sıkıntısını arkadaşlarına anlatmıştır ve onlar da kır evlerini daha rahat çalışabilmesi için kullanabileceklerini söylerler. İşte ne olduysa o gün oldu. Gittiği günün gecesi kaldığı eve hırsız girer. Korku dolu saatler ve umulmadık bir kayıp yazarı ve tabi ki okuyucuyu da hayrete düşürecek. MUAMMA; Elli yedi yaşındaki zengin aile babasının gizemli bir şekilde ortadan kaybolmasını konu alıyor. Tüm aile fertlerini sorgulayan çavuş önündeki gizemi çözebilecek mi? Farklı senaryolar söylense de istediği şeye ulaşabilecek mi? Ve son öykü BULUT; Ailece bir piknikteyiz. Bu kalabalıkta Kate karakterinin yalnızlığını görüyoruz. Başı ve sonu ile merakla okuduğum öykülerden biri oldu. #kitapalıntıları : ~Ne okunan yığınla kitap ne de akıl yürütmeyle varılan sonuçlar doğrudan edinilen tecrübenin yerini tutabilirdi. ~"Artık nefret, öfke gibi lükslere gücümüz yok. Ne yoğunlukta olursa olsun." ~"Nefret etmezsen, sevemezsin..." ~..."Fikirler kendi yapıları itibariyle tehlikelidir, çünkü insan faktörünü inkâr ederler. Faşizmin tek çözümü insan faktörüdür." ~Ne garipti, insan durup dururken hiç beklenmedik bir şeyden etkileniveriyor, yaklaştığını bile göremediği bir şey aniden içinde bir yere yerleşebiliyordu. ~"Aslında yapman gereken şey ihtiyacın olduğunu hissettiğin şeydir. Öbür insanların cehenneme kadar yolları var." ~"Nasıl vazgeçeceğimi bilemiyorum. Benim sıkıntım bu. Kararsızlıktan her şeyi son ana bırakırım hep." ~İnsan ya doğuştan itibaren aşırılığa kaçan, acımasızca ben merkezci, duygularla düşünceleri ayrı yerlerde tutabilen bir mizaç taşırdı ya da taşımazdı... ~Kitaplar bana yazıda hakikati takdir etmeyi ve hakikati istemeyi öğretmediyse, bütün yaşamım boşa geçmiş demektir. Bu nedenle, en son yapmak isteyeceğim şey kendimi olduğumdan daha farklı biri gibi sunmak olurdu. ~... aralarındaki aşılmaz mesafeyi hissetmeden edemiyordu: fikirlerle yaşayanlar ve gerçeklerle yaşamak zorunda olanlar. ~"Geçmiş zaman duygusunu kaybettim. Her şey şimdiki zamandan ibaret." ~İnsan öykülere inanmak zorunda değil, sadece anlatılabilsinler yeter.
Abanoz Kule
Abanoz KuleJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 2008158 okunma
·
94 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.