Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

440 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Hasta la vista, señores
20. yüzyılın başlarında Amerikan yazar Johnston McCulley’in yazdığı kitapta adını ilk kez duyduğumuz Zorro karakteri o zamandan bu zamana, sinemadan edebiyata kadar popüler kültürü esir eden her türlü mecrada kendini sevdirmeyi başardı. Tarihi kaynaklar böyle bir kahramanın gerçekten yaşadığına dair bize kesin bir kanıt sunmakta yetersiz kalsa da geçmişte çeşitli ülkelerde Zorro karakterine benzer kahramanların yaşadığını biliyoruz. Peki elinde bir kılıç, yüzünde bir maske, sırtında bir pelerini olan ve düşmanlarının yüzüne bir Z çizmesi dışında bu karaktere dair ne biliyoruz? Allende “Zorro” isimli bu tarihi romanında işte bu sorunun cevabından yola çıkarak bizlere bir kahramanın nasıl doğduğunu ve nasıl efsane haline geldiğini anlatıyor. Bu yönüyle bu kitap efsanevi kahramana dair bir biyografi ya da bilgundsroman havasında ilerliyor. Yazar ilk olarak bize Zorro’nun doğumunu ve çocukluk yıllarını anlatıyor. Bu karakter 18. yüzyılda Kaliforniya’da İspanyol bir yüzbaşısı ile Kızılderili bir kabile savaşçısının çocuğu olarak dünyaya gelir. Bu bilgiden yola çıkarak Zorro’nun sadece genetik olarak değil aynı zamanda kişilik olarak da melez bir karaktere sahip olduğu anlaşılıyor. Birbirinden farklı iki dünyanın birleşmesinden ortaya bir efsane çıkıyor. İspanyol aristokrasisi ile Kızılderili inançları aynı potada eriyor. Babasından eskrim dersleri öğrenen Diago de la Vega (namıdiğer Zorro) annesinden de Kızılderili inanışlarının ve kültürünün gizemli dünyasına adımını atıyor. Çocukluğunda en iyi arkadaşı Bernardo ile küçük maceralara atılırken birlikte bir ömür sürecek dostluklarını da inşa etmeye başlarlar. Bu kitapta dostluk en önemli temalardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü farklı sınıflardan ve ırklardan olmalarına rağmen Diago ile Bernardo arasındaki dostlukta bütün sınırlar kalkmıştır. Bu ikisine Isabel adındaki üçüncü bir kişinin dâhil olmasıyla dostluk iyice pekişmiş olur. Sınıf ve ırk mücadelesi de aslında sık sık karşımıza çıkan diğer bir konudur. Kızılderililer ile Avrupalı istilacılar, çingeneler ile aristokratlar, siyahlar ile beyazlar, hürler ile köleler arasındaki mücadeleyi ve eşitsizliği ön plana çıkarmaya çalışan yazar aslında bununla Zorro karakterinin de zaman içinde nasıl şekillendiğini bizlere anlatıyor. Kitabın ikinci bölümünde Barselona’ya eğitim görmeye giden Diago sınıflar arası bu çatışmayı ve adaletsizliği tüm yönleriyle görüyor. Kaliforniya’da şahit olduğu adaletsizlik, Avrupalı misyonerlerin Kızılderililere uyguladıkları katliam ve zulüm Avrupa’da çok daha ciddi boyutlarda farklı sınıflar arasında yaşanmaktadır. Burada özellikle Napolyon rejiminin İspanya’da yol açtığı zulme bizzat şahit olur. Barselona’da ilk defa hayatın acı gerçeklerini öğrenir ve hayatı değişir. Soylu sınıfı yakından tanır. Âşık olur. Ustalardan kılıç dersleri alır. Tüm bunlardan daha önemlisi adaletsizliğin her yerde ve sıradan bir şey olduğunu öğrenir ve bir şey yapılmadığı sürece haksızlığın o şekilde devam edeceğini anlar. Zayıflar adına intikam almak gibi bir görev üstlenir ve böylece bir efsane doğar. Yoksullara ve zayıflara yardım etmek amacıyla kurulan “La Justicia” adında gizli bir örgüte üye olur. Başlarda toy ve çocuksu bir karaktere sahip olan Diago zaman içinde evrilerek gözü pek, çevik, tutkulu ve maceraperest bir kahramana dönüşür. Arkadaşlarıyla çeşitli maceralara atılır. Kitabı bu yönüyle bir macera kitabı olarak da sınıflandırabiliriz. Açık denizlerde korsanlarla birebir dövüşler, kör zindanlardan adam kaçırmalar, kaleleri basmalar, ölümcül düellolar gibi pek çok maceraya o üçlü ile birlikte okurlar da Diago’ya eşlik ediyor. Kitabın son bölümünde Kaliforniya’ya babasından kalan arazileri devralmak için giden Diago Yeni Dünya’yı bıraktığı gibi bulur. Adaletsizlik ve zulüm hala devam etmektedir. Kendini savunamayan insanlar adına adalet arayışına orada da devam eder. İdealleri uğruna cesurca savaşır. Allende, Zorro efsanesinin arka planında İspanyol misyonerlerinin 18. yüzyılda Kaliforniya’daki misyonerlik faaliyetlerinden tutun da Bağımsızlık Savaşında Napolyon ordularının işgal ettiği İspanya’ya kadar dönemin tarihsel olaylarına da ışık tutuyor. Kahramanlar ancak olağanüstü durumlarda doğarlar. Adaletsizlik ve zülüm yeryüzünde devam ettikçe kahramanlar da her zaman var olmaya devam edecektir. Zalimler için bir Z, zorbalar için bir Z, zulmedenler için bir Z, zulüm görenler için de Zorro. Kahramanlara hiçbir zaman ihtiyaç duymayacağımız adil bir dünya temennisiyle kılıcımı indiriyorum.
Zorro
ZorroIsabel Allende · Can Yayınları · 200597 okunma
·
144 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.