Gönderi
Jean-paul sartre'in "bulantı" adlı kitabında, başkarakter antoine roquentin derin bir varoluşsal kriz yaşar ve varoluşa yönelik bir tiksinti veya iğrenme duygusu hisseder. parkta otururken, roquentin dünyanın gerçeği hakkında dönüştürücü bir farkındalık yaşar.
roquentin'in anladığı gerçek, varoluşsal özgürlük ve dünyanın,içsel anlam veya amaçtan yoksun olmasıdır. dünyanın insan varoluşuna temelde kayıtsız olduğunu ve önceden belirlenmiş anlamlar veya değerler olmadığını kavrar. bu farkındalık, ona önceden sağladığı bir istikrar duygusu veren teselli edici yanılsamaları ve yaygın inançları yok eder.
roquentin'in bu gerçeği anlaması, varoluşun absürtlüğüyle yüzleşmesine ve içsel anlam yaratma sorumluluğuna yol açar. önceden belirlenmiş bir anlamın olmadığı bir dünyada kendi anlamını ve amacını yaratma sorumluluğunu kabul eder. bu anlayış, romanın dönüm noktasını oluşturur ve gerçekçi bir şekilde yaşama, seçimlerinin ve eylemlerinin sahiplenilmesi varoluşsal bir meydan okuma olarak karşılamasını sağlar.
kaygı, korku duygularını derinlerde hissedebileceğiniz, sizi sorgulamaya itecek bir kitap. müthiş psikolojik tasvirler var. nasıl biteceği ile ilgili hiç düşünmeden okudum ben, sadece sayfaları geçtim. yazarın gözlem yeteneğine ve yansıtma gücüne hayran kaldım. bazı yerlerde notlar aldım. her sayfa da bir cümle muhakkak dikkat çekici, etkileyici. ben bulandım.
·
220 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.