Gönderi

Geliş
Annenin rahminde çırpınan bir beden... boğulacak eğer öbür tarafa geçemezse, onu sarıp sarmalamış plesanta hava kaçırıyor... İçinde yüzdüğü uçsuz bucaksız sıvı sızdırıyor... boğulacak eğer nefes almayı öğrenemezse. Haykırıyor beden... yuttuğu amniyon sıvısı dolduruyor midesini. Uyukla! Uyukla ki bir ırmak gibi ak uterustan bu tarafa. Uyukla ufak beden! Beden bağırdı ağzında annenin kanıyla: "Doğuyorum ey beni sarıp sarmalayan yüce rahim! Doğuyorum senin beni itişinle... ve küçük kıpırdanmalarımla uzaklaşıyorum senden! Uzaklaşıyorum tut beni..." Bir kafa vajinadan gözlemlenebilir hale geldi, anne acı içinde genişliyor... Sesler duyuluyor:"Ikın, it onu!" Sanki bir dışkıymışçasına... kurtulacak annenin bedeni bu atıktan sanki. Kulakları sıyrıldı anneden ve neredeyse bütün kafası bu tarafta artık. Bağırışlar, ah onun içine işleyen bu ses... Haykırmak istiyor: "Doğuyorum! Bu birliktelik son buluyor, ve sıkışmışlık hissi boğuyor beni. İçinde yüzmekten hiç gocunmadım... ama şimdi... Neden? Neden itiyorsun beni? Neden doğuyorum ey kulaklarımı inleten çığlık. Konuş benimle... Sadece bir cevap..." Bir el, hayır bir çift el... kavradı küçük kafayı. Hafifçe sıyrılıyor ufak bedeni de kafayı izlercesine. Büyük bir coşku gözlemleniyor etrafında bedenin. Bir gözlemci gözlerindeki nemi siliyor, duygulu... O ellerden biri ayakları kavrıyor, sıvıyla bulanmış oldukça çirkin görünüşlü bu ufak beden baş aşağı durmakta, bir ele bağlı sadece... düşüş ya da düşmeyiş. Beden düşündü: "İşte buradayım. Neresindeyim bilmiyorum sadece andayım. Duyularım var artık benim... ama körelmiş hepsi. Hissetmek... Nasıl bir şey bu? Bu çirkin beden mi taşıyacak artık beni? Baş aşağı ve bir el ile tutunurken hayata..." Diğer el boşta, beden sessiz. El sertçe çarpıyor kalçalarına ve sallanıyor beden... çığlıklarla bezeli artık: "Acı! Ciğerlerime dolan bu gaz... ve titreyen dudaklarım. Bu ne büyük bir acı!" Onu sararlar havluya. Pislenir havlusu da annenin kanı ve bedeninin sıvısıyla. Çığlıklar ve bu büyük tantana... Ağlayışı hala sürüyor. Onu annenin kucağına yerleştirirler, fakat dinmedi bu çırpınışı, o artık bu tarafta. O... artık dünyada. " Doğdum! Ah doğmak... Bir avuca açmak çiçek gibi. Lakin kanatmak o elleri dikenleriyle. Doğdum ben, izleyiciler ve beni tutan o el... Canını yaktım sevgili taşıyıcım. Ama inan benim canım daha çok yanıyor. Öleceğim bir dünyaya doğmak... doğmuş olmak canımı yakıyor." 28.06.2023
··1 alıntı·
705 görüntüleme
Beyzâ! okurunun profil resmi
Bu öyküyü iki gündür kaldığım bebek doğum ünitesinde okudum, korkunç güzeldi. Daha fazla hissedilemezdi.
Silva okurunun profil resmi
Beyzâ!
Beyzâ!
Teşekkür ederim. ^^
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.