Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Okültizmde Otorite ve İtaat
Otokrasi ve demokrasi kutupları insan hayatında kontrol sağlamak için çok uzun zamandan beri birbirleriyle mücadele etmiştir ve demokrasi kendini o kadar iyi savunmuştur ki, bugün bir insana otokrat demek ciddi bir kınamadır. Fakat pek çok okült öğretmen için eski otokrasi ilkesi hâlâ prestijini koruyor gibi görünüyor ve bu insanlar öğrencilerinden sorgusuz sualsiz itaat ve gözü kapalı inanç talep ediyor. Bu sorun okült meselelerdeki zorlu sorunlardandır, çünkü daha fazla bilgiye sahip insan kaçınılmaz olarak daha az bilene rehberlik etmek zorundadır ve bilgisiz olanlara pek çok şeyi anlatmak zordur. Her meselede olduğu gibi burada da göz önünde bulundurulması gereken iki taraf vardır. Taraflardan biri, sorumluluklarla çevrili olan ve kendisine emanet edilen sistemi muhafaza etmekten de sorumlu olan öğretmendir. Öğretmenin, kendisine çok uzun bir geçmişten emanet edilmiş olabilecek bu sistemi değiştirmeye izni olmayabilir. Öğretmen üstün bilgisi ile Yol'un tuzaklarını bilmektedir, fakat bunları açıkça ifade etmesine izin verilmeyebilir, çünkü bu tuzaklardan pek çoğu doğası gereği bilinçli birer test niteliğindedir. Körlere liderlik eden bir kör olmak istemiyorsa, durugörü vizyonuna sahip olması gereken öğretmenin, bu vizyonla öğrencilerinin iç hallerini ve karmik kayıtlarını bilerek, fark ettiği pek çok şey konusunda sessiz kalması gerekebilir. İsa da demiştir ki "Size söyleyecek çok şeyim var ama şu anda bunları kaldıramazsınız." Fakat öğretmen bir uyarıda bulunmak isteyebilir ve eğer bu uyarı kabul edilirse, pek çok zorluk ve gecikmeye gerek kalmayabilir. Tüm bu nedenlerden dolayı öğretmen öğrencisi üzerinde otorite sahibi olmak ister, ama unutmamalıdır ki, hiçbir insan ruhu bir başkası için sorumluluk kabul etmek istemez. Öğretmen öğrencisi adına Yol'da tek bir adım atamayacağı gibi, öğrenciyi evrimi için gerekli olan bir deneyimden de koruyamaz. Göreve yeni başlayan bir öğretmen hemen öğrencilerini acıdan kurtarmak isteyebilir, ama olan biten hakkında daha derin bir bilgiye sahip olduğunda, acıya farklı bir gözle bakar, çünkü acının eğitici değerini bilir. Zaman geçtikçe daha fazla şey öğrenir ve böylece öğrenci ile o öğrencinin İç Planlar'daki Üstadı arasına mümkün olduğu kadar az girer. Çünkü bilmektedir ki onun görevi öğrencinin, eğitim için onun sorumluluğunu alan Üstat'la bilinçli bağlantı kurmasını sağlamaktır ve bir öğretmen ne kadar bilge olursa olsun, önemli olan, öğrenci adına düşünüp onu cehalet ve deneyimsizlik içinde bırakmak yerine, hatalar yapması pahasına öğrencinin kendi kendine düşünme yeteneği kazanmasıdır. Bir keman öğretmeninin öğrencisi yerine çalmaya çalışması nasılsa, herhangi bir okült eğitim sistemi öğretmeninin öğrencisi adına karar almaya çalışması da öyledir. Yapabilecekleri tek şey öğrenciye bir şey göstermek, rehberlik edici ilkeleri aktarmak, bunu kendisinin de denemesini istemek ve hatalar yapıldıktan sonra ona hataların nerede olduğunu ve nasıl giderileceğini açıklamaktır. Gerçek bir iletişim sistemi olan ve Üstadıyla gerçekten temas halinde olup onun talimatlarına göre hareket eden öğretmen öğrencisini güvenle kozmik yasasının işleyişine bırakabilir. Eğer belirli bir yolun faydasız olacağı fikrinde haklıysa ve eğer öğrenci onun tavsiyesini dinlemeyip o yoldan giderse, öğrenci kısa sürede hatasını anlayacak, içerdiği bilgelikten dolayı öğretmeninin tavsiyesinin değerini anlayacak ve gelecekte onun tavsiyelerine daha fazla önem vermeye hazır olacaktır. Böyle bir test yapılana kadar gerçek sadakatin sunulması nadirdir. Güven kanıtı olarak gözü kapalı itaat talep etmek, öğrenci adayı tarafından şüpheyle karşılanmalıdır; güven numarası çok eski bir numaradır ve birden fazla düzlemde oynanabilir. Kimse kanıtsız bir şekilde itaat talep etmemelidir. Eğer birinin sunacak herhangi somut bir şeyi varsa, tatmin edici kanıt sunabilecek, araştırma ve değerlendirmeye açık olan mantıklı ve makul nedenler gösterebilecektir. Okült kariyerimin başlarında, sadakatin bir kanıtı olarak körlemesine itaat talep eden bir öğretmenle karşılaşmıştım ve itaat göstermemiz istenen şeylerin alçakça usulsüzlükler olduğu ortaya çıktı. İyi olan şey için iyi bir neden verilebilir ve iyi bir neden verilemeyen şey genellikle iyi çıkmaz. İnisiyasyon peşindeki bir arayıcı zor bir konumdadır, çünkü bilgi konusunda dezavantajlı durumdadır ve eğer biri verdiğinden daha fazla bilgiye sahip gibi görünüyorsa, arayıcının bundan emin olmak için iddiayı kabul edip ne olacağını görmekten başka yapacağı bir şey yoktur. Fakat eğer gözlerini Üstadın düşüncesinden ayırmazsa, koşulların karşısına çıkardığı öğretmenin değerini yargılama konusunda bir standarda sahip olacaktır. İnisiyasyon hakkındaki bazı kitaplarda, Üstad'ın dili olduğu için öğretmene sorgusuz itaat edilmesi gerektiğinin bildirildiğini hatırlatmak isteyecek olanlar çıkabilir. Öğretmenin gerçekten de, tıpkı iddia ettiği gibi, Üstad'ın yönetimi altında çalıştığı çok doğrudur ve Üstad'ın bilgisi açısından düşünülecek olursa, öğretmenin tavsiyeleri çok değerlidir ama durumun bu olduğunu öğrenci nasıl bilebilir? Bu konuda öğretmenin iddiası değer taşımaz, her şeyi söyleyebilir ve ne kadar şarlatansa, beyanları ve iddialar da o kadar abartılı olacaktır. Üstatları gerçekten bilenler sessizliğe bürünür. Hiç kimseden körü körüne inanç gösterilmesi istenmemelidir. Öğrenciden böyle bir talepte bulunmak "dünyaya gelen herkese ışık veren içsel ışığa karşı günah işlemektir." Hastalığın ve yaşlılığın kaçınılmaz olarak getirdiği değişimlere tabi olan hiç kimsenin bir itaat sözü talep etmeye hakkı yoktur. Ve deneyimler böyle bir talebin her durumda belaya neden olduğunu sıkça göstermiştir. Öğrenci öğretmeni ancak sonuçlara göre yargılayabilir. Ruhun meyvelerinden ürünler veriyor mu? Hayatı Mesih gibi mi? Ancak o zaman etkisi iyi olabilir. Yoksa düşüncelerinde istikrarsız ve bağlantısız mı? Sinirine hâkim olamıyor mu? Görünümü berbat mı? Kendisi ve çevresi düzensiz ve kirli mi? Onun güveninin tadını çıkarıyor gibi görünen, nahoş karakterde insanlarla mı çevrili? Böyle birinden uzak durmak gerekir. Okültizmde asla sağduyumuzu terk etmeyelim ve hatırlayalım ki, bir ağaç ancak meyvelerinden tanınır ve eğer meyveler düzensizlik ve ahlaksızlıksa, uygun mevsimde o meyvelerden payımızı almaya istekli olmadığımız sürece o ağacın altına sığınmayalım. Fakat eğer öğrenci istediği pek çok şeyi ona verecek gibi görünen bir öğretmen bulduysa, o durumda eğitiminin bir bedeli olarak gözü kapalı bir itaat göstermek zorunda mı? Cevabım yine "hayır." İnsan doğası karışık ve çelişkili bir meseledir. Hiçbirimiz ne karakter bakımından, ne de bilgeliğimiz bakımından mükemmel değiliz ve okült öğretmen de bu kuralın bir istisnası değildir. Bir öğretmenin güvenilirliği ve bilgisiyle ilgili deneyimler güven meydana getirebilir ve öğretmenin tavsiyesine çok büyük bir önem verilmesine neden olabilir, ama öğrencinin öğretmeni tek bir hatası için tamamen kötülememesi gerektiği gibi, ona tamamen güvenmemesi de gerekir. Her tavsiye kendi erdemlerine göre değerlendirilmeli ve buna göre kabul veya reddedilmelidir. Bu, iki kötülükten küçük olanıdır çünkü eksik bilgiye dayalı olarak bir yargıda bulunmak bir kötülükse de, özgür iradenin devre dışı bırakılması daha büyük bir kötülüktür. Üstelik öğrenci İç Planlar'da Üstat'ına erişim sahibidir ve Üstat'ın verdiği yanıtı bilinç seviyesine getiremese bile, cevap bilinçaltı zihne girmiştir ve sezgi yoluyla hızla yüzeye ulaşacaktır. Fakat öyle bile olsa, öğrenci mantığını bir kenara bırakmamalıdır, çünkü eğitimli bir okültist, öğrencisinin zihnine telkin yükleme konusunda oldukça yeteneklidir ve o telkin bir sezgi gibi görünecektir. Buna karşı korunmak için, Aşai Rabbani ayinine ayrılmış bir kilisede, Üstat'ın çağrıldığı bir meditasyon gerçekleştirmek iyi bir fikirdir. Samimiyetle, elinden gelen en iyi şekilde gerçeği arayan öğrenci, itaat talebinin çok kötü bir işaret olduğunu hatırlamalı. Eğer o talep herhangi şekil veya türde bir yeminle destekleniyorsa (özellikle de öğrencinin okuldan ayrılması durumunda itaatin bırakılmayacağına dair bir koşul gibi süresiz bir yemin), akıllı bir insan o yemini etmekle boş bir çek imzalamanın aynı şey olduğunu anlar. Ayrıca, eğer tehditle veya başka yolla okuldan ayrılmayı zorlaştıran bir şeye kalkışılırsa, hiç uzatmadan hemen o tuzaktan uzaklaşmalı ve korunma için Üstat'ına başvurmalıdır. Zihinsel egemenlik çalışmaları o kadar sinsi ve ölümcüldür ki, bunlardan kaçmak için hiçbir çaba fazla büyük değildir. Ama şunun da hatırlanması gerekir ki, Üstat İsa'nın adında ve Haç Simgesi'nde gerçekten koruma vardır ve Kutsal Aşai Rabbani ayininden çok büyük bir güç elde edilebilir. Her halükarda, İngilizce konuşan ülkelerde gerçek bir kara okültistin uzun süre barınması muhtemel değildir (diğer ülkeler hakkında bir şey söyleyemem), çünkü bu tür koşullarla ilgilenen belirli organizasyonlar vardır. Onunla İç Plan'da kendi silahlarıyla karşı karşıya gelen ve dış planda da ifşa ve basın kampanyaları düzenleyen bu organizasyonlar, onu hızla ülkeden kovarlar. Ancak Manş Denizi'ni veya Atlantik'i geçtikten sonra rahat edecektir, çünkü düşük manyetizma türleri suyu aşamaz. Öğretmenin ve öğrencinin karanlıkta mücadele ettiği ve ilke ve vicdan eksikliği nedeniyle kendini yanlış yerlere soktuğu karışık renkli durumlarla karşılaştırıldığında, kapkara okültizmle uğraşmak gerçekten çok daha kolaydır. Elbette para talepleri herhangi bir okültisti hemen ve başka soru sormadan ayıplamak için yeterlidir, çünkü Büyük Beyaz Kardeşlik yönetimi altında hiç kimsenin okült eğitim için kimseden para isteyemeyeceği çok iyi bilinen bir gerçektir. Fakat öğrenciden başka ve daha incelikli bir talepte de bulunulabilir; siyasi amaçlar için destek. Yakın zamanda yayınlanan bir kitap, bu suçu işleyen okült kurumları teşhir etmiştir ve bazı organizasyonların durumunda bu saldırı haklı ve hayırlıydı. İşte yine büyük bir mesele ortaya çıktı. Derin sezgisiyle okültistin doğal bir reform lideri olması ve sosyal hareketlerde kendi rolünü oynaması gerektiği iddia edilebilir. Cevabım, bu tür kişilerin tüm insancıl çabalarda etkin olması, ama siyasi arenaya herhangi bir etki yapmaktan da şeytandan sakınır gibi sakınmasıdır, çünkü yüzyılların deneyimi göstermiştir ki siyaset beladan başka hiçbir şeye varmaz. İster dinsel ister okült olsun, bir öğretmen sadece ve sadece ilkelerle ilgilenir. O ilkeleri siyasi yollarla diğerlerine uygulamaktan uzak durmalıdır. Evrensel kardeşlik öğütleri verebilir, ama göç yasaları üzerinde nasıl bir çalışma yapacağı konusunda dikkatli olmalıdır. Tıp sisteminde bir reformu savunabilir, ama o reformu getirmeye yönelik yasalarla kendisi ilgilenmemelidir. Bunun nedeni Papa 2. Jean Paul'ün sözleriyle ifade edilebilir: "Bizim savaş silahlarımız maddi değildir ama çok güçlüdür" ve kişi bu silahları eline aldığında kılıcını bırakmalıdır. Siyasi faaliyetler okültist için korkunç bir cazibedir; bilgisini ve gücünü kullanarak suiistimalleri gidermeye çalışmaktan sakınmak onun için çok zordur ve bunu yaptığında zamanın fazla ilerisinde davranıp iyilikten ziyade kötülük yapması çok muhtemeldir. Fanatiklik, yüksek yaşamın ilkelerinin siyasete uygulanmasından ayırt edilemez görünmektedir ve ruhsal ateşlilik dünyasal hırs kadar kan dökmüştür. Bir okültist ruhsal şeylerin bir öğretmeni olma ile dünya işlerinde bir lider olma arasında bir seçim yapmalıdır, çünkü ikisi birden olamaz. Aynı anda perdenin hem içinde hem de dışında olamaz. Buna kalkıştığında, bilgisi yoluyla dünyasal işler üzerinde büyük bir etki gö stereceğine şüphe olmamakla birlikte, ruhsal vizyonunu perdeleme ve "ruhun sakin ve küçük sesi" ile hırsın dürtülerini birbirinden ayırma gücünü kaybetme şeklinde bir bedel ödediğini görecektir. "Dr. Jekyll ve Mr. Hyde"la" ilgili tüm argümanların aksine, bir insan kendini parçalara ayıramaz ve eğer o hikâye doğru anlaşılırsa görülecektir ki, Dr. Jekyll Mr. Hyde'dan uzaklaşamamakta, onun tarafından giderek kontrol altına alınmaktadır. Okültistin durumu da aynıdır. Yönetme tutkusu kişiyi giderek saracaktır ve kişi ya siyasi çabalarından bunalacak ve ruhun güçlerine sahip biri için bunların gereksizliğini anlayacak, ya da güç sevgisi bilenmiş olarak mutsuz öğrencilerini hırs arabası üzerinde kendini götürdüğü belalara sürükleyecektir. Yüksek bilincini açanlar bu süreç sırasında çok hassas bir durumdadır, kavga gürültüye dayanamazlar ve sinir çöküntüsü deneyimlerler. Etkin siyasi faaliyetin yürütüldüğü herhangi bir ezoterik toplulukta, hiçbir etkin okült çalışmanın yürütülmediği kesindir, çünkü ikisi uzlaşmazdır. Bu nedenle, bazılarını kızdırma pahasına, heveslilere açık bir tavsiyede bulunacağım. Siyasete bulaşan gruplardan uzak durun, siyaseti konu edinen öğretmenden uzak durun, çünkü emin olabilirsiniz ki eğitilmeyecek, kullanılacaksınız. Sağduyunuzu ve ahlaki dürüstlüğünüzü asla bırakmayın. Kimsenin sizi kötülük yapmaya veya hatta iyi bir sonuç elde etmek veya bilgi edinmek için kötüyle arkadaşlık etmeye ikna etmesine izin vermeyin. Hiçbir Sağ Yol inisiyesinin sizden bunu isteyeceğine inanmayın. İfade tarzı fazla abartılı olmasına rağmen çok bilgi içeren Brother of the Third Degree (Üçüncü Derece Kardeşi) adlı o garip eski kitapta, inisiyasyon seremonisinin bir parçası olarak adaydan bir cinayet işlemesi istenir ve aday kızgın bir şekilde bunu yapmayı reddettiğinde alkışlanarak kabul edilir. Öğrenci bazen Karanlık İnisiyatör'ün testiyle karşılaşır, ama eğer öğrenci kendine her ağacın meyvesinden tanınacağını sürekli hatırlatırsa, eğer ideal inisiyatör olarak sürekli Üstat İsa'ya bakarsa ve kendisine yapılan tüm talepleri bir zamanlar Yahudiye halkı arasında yaşanmış olan Hayat standardıyla değerlendirirse, yanlışa sapmayacak, tapınağın labirentinde yolunu güvenle bulacaktır. Vurgulanması gereken şey kişiliklere ve hatta sistemlere değil, ilahi ilkelere itaattir. Her şey söylenip yapıldığında, bizi gerçekte inisiye eden Yüksek Benlik'tir ve öğretmen ve Üstat o Yüksek Benlik'e bu işi yaptırmak için işbirliği yaptığı halde, süreç farkındalıkla başlar ve farkındalıkla biter. Şahsi sadakatin Yol'da yeri yoktur ve herhangi gerçek bir öğretmen bunu, yani özverili olmayı bilir. Öğrencilerine diyecektir ki "Koyunlar beslendiği sürece onları kimin beslediğinin bir önemi yoktur" ve havariler kimin en büyük olduğunu tartışırlarken Üstat'ın onların arasına küçük bir çocuk koyduğunu hatırlayacaktır. Bir öğretmenin takipçileri arasındaki genç ruhlar eşit derecede bilge olmayabilir ama ruhsal ideallere tutunan arayıcı bu durumun gözardı edilebileceğini ve öğrencilerin meydana getirdiği etkilerin uygun zamanda döngüsünü tamamlayarak onlara bilmeleri gerekeni öğreteceğini bilir. Bir öğrenciye kimya öğretmeye çalışan profesörün, öğrencinin kendini havaya uçurmaması için öğrencinin itaatine ihtiyacı olduğu iddia edilmiştir, ama benim kimyasal çalışmalarla ilgili deneyimim öyle söylemiyor. Profesör öğrencisine eğer etrafındaki kimyasalları tehlikeli bir şekilde karıştırırsa, test tüplerinin ve pencere camlarının maliyetini ve hatta hastane masraflarını ödemek zorunda kalacağı uyarısında bulunabilir, ama öğrencilerine deney yapmamaları için yemin ettiren bir kimya okuluyla henüz karşılaşmadım. Okuduklarımdan çıkardığım sonuca göre bu girişi
272 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.