Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1. Devrime Yol Açan Ekonomik Koşullar a) Ulusal gelir dağılımının adaletsiz ve iç sömürünün yüksek olması. Bir toplumda, ulusal gelir, çeşitli sınıf, tabaka ve gruplar arasında ne denli adaletsiz dağıtılırsa, toplumsal huzursuzluklar ve düşmanlıklar o denli keskin olur. İç sömürü oranının yüksekliğinden doğan bu durum genellikle, dıştan gelir sağlayamayan (yani sömürgesi olmayan) ve hızlı kalkınma zorunda olan (gelişmekte bulunan) ülkelerde daha çok görülebilir. Fakat zaman içinde, ileri teknoloji ülkelerinin geçirdikleri devrimler açısından, örneğin, İngiliz, Amerikan, Fransız ve Rus devrimlerinde, bu örneğin önemli bir ortak nokta olduğu saptanmıştır. b) Ekonomik kalkınma ve büyüme oranı ile toplumsal gelişme hızının yetersiz oluşu. Gerek ulusal gelir artışının, gerekse eğitim, konut, sağlık gibi toplumsal gelişme göstergelerindeki büyümenin düşüklüğü, toplumdaki ekonomik ve sosyal beklentilerin yerine getirilmesini engeller. Bu ise, hem mevcut siyasal, ekonomik ve toplumsal yapının yeterliliği, hem de yöneticilerin başarısı hakkında önemli kuşkular yaratır. c) Belli bir oranda, ekonomik kalkınma ya da büyüme ile toplumsal gelişmenin başlamış olması. Böyle bir durum, toplumdaki beklentilerin yükselmesine ve gelecek için daha yüksek umutların oluşmasına yol açar. Bir başka deyişle, toplum, artık «mevcut durum ile yetinmemektedir.» Böylece, ileriye dönük değişme arzuları daha etkin bir nitelik kazanır. d) Toplumdaki üretimin arttırılmasını engelleyen yapısal darboğazların varlığı. Örneğin, düşük teknoloji, feodal ilişkiler, sermaye ve teknik bilgi yetersizliği tek yanlı dış bağımlılık gibi, yapısal nitelik taşıyan engeller, kısa dönemde mevcut yapı içinde sorunların çözüm umudunu ortadan kaldırabilir. e) Dağıtılacak ulusal gelirin doğrudan doğruya içteki emek sömürüsünün yüksek olmasına bağlı bulunması. Sömürgeleri yoluyla dıştan gelir sağlayamayan ya da büyük ve kullanılmamış doğal zenginliklere sahip olmayan ülkelerde, ekonomik kalkınma doğrudan doğruya içteki emek sömürüsüne bağlı olacağından, toplumun bir kesimi, kalkınmanın tüm yükünü çekeceğinden, adaletsizlik ve huzursuzluk, büyük oranda artabilir. Oysa, Birleşik Amerika, Sovyet Rusya ve petrol ülkeleri gibi toplumlarda, doğal kaynakların varlığı, içteki emek sömürüsünün düşük tutulmasına karşın, doğal kaynaklara bağlı olarak ulusal gelirin artışını sağlayabilir. Ya da sömürgelerinden gelir sağlayan ülkeler, bu geliri kullanarak, sömürü oranından daha yüksek bir gelir dağılımı gerçekleştirebilirler. Bu koşullar olmadığı zaman, memnuniyetsizlik ve huzursuzluk artar. f) Sürekli dış ticaret açığı ve yüksek enflasyon gibi, mevcut adaletsizlikleri pekiştirici ve düzeni yozlaştırıcı eğilimlerin varlığı. Bir toplumda, mevcut durum daha iyiye gideceğine, yapısal nedenlerle daha kötüye doğru değişme eğilimi gösteriyorsa, o zaman, mevcut yapıya olan güven tümüyle sarsılır. Bu ise köktenci bir değişim konusundaki beklenti ve inançları doğurur.
Sayfa 121Kitabı okudu
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.