Birkaç ay önce Trendeki Kız'a başlayıp 30-40 sayfa kadar okuyup o ara okumak istemediğim için bırakmıştım. Şimdi kitabı bitirdiğim için doğru şeyi yaptığımı düşünüyorum çünkü Rachel'ı okumak pek kolay değildi. O aralarda da kafamı çok kitaplara veremediğim için aslında seveceğim bir kitabı boşa harcamış olabilirdim. Konusunu kısacık yazayım. Rachel aşırı derecede mutsuz ve alkolik bir kadın. Her gün aynı trenle aynı saatlerde aynı yerden geçiyor ve trenle giderken sürekli izlediği bir çift var. Aylar boyunca sadece uzaktan izlemekle yetinse de çiftin başına bir şey gelince hayatlarına dahil olmaya karar veriyor. Söylediğim gibi Rachel'ı okumak biraz zordu çünkü sürekli alkole dönmesi, sürekli sarhoş olması, yaşadığı bazı şeyleri hatırlamaması ve buna rağmen yine de alkole dönmesini okumak biraz yordu. Ayrıca çok da üzücüydü. Sürekli alkole dönmesine kızamadım bir yerden sonra çünkü gerçekten çok üzüldüm. Bir yerden sonra kitaptaki gizemi bırakıp zavallı Rachel'a ne olacak derdine düştüm. Bu arada zor olan sadece Rachel'ı okumak değildi. Aynı zamanda Megan ve Anna'dan da bölümler okuyoruz. İkisi de sinirlerimi tepeme çıkardı. Özellikle Anna'ya o kadar gıcık oldum ki bir yerden sonra "zavallı Rachel'a ne olacak" derdini de bırakıp Anna ne zaman ölecek derdine düştüm. Cathy karakterini ise çok sevdim çok az görmüş olmamıza rağmen. Rachel'ın yanında bir tek o vardı ve bu kadar anlayışlı olmasına çok sevindim. Biraz Tom'dan, Scott'tan, psikiyatristten de bahsetmeye çalıştım aslında ama spoilersız olmuyor onlardan spoilerlı kısımda bahsedeceğim. Gizem kısmından bahsedeyim çünkü ben her ne kadar sadece karakterlerden bahsetmiş olsam da ana olay o. Ben yukarıda da söylediğim gibi bir yerden sonra sadece şuna ne olacak, buna ne olacak derdine düştüğüm için gizem kısmını biraz kenara atmış olsam da yine de sonunda şaşırdım. Başka ne diyebilirim bilmiyorum aklıma gelen her cümle spoilerlı olduğu için yazamıyorum. Gizem gerilim (psikolojik gerilim aslında sanırım) okumayı seviyorsanız kesinlikle tavsiye ederim. Sadece başlarda birazcık sabretmeniz gerekebilir. *SPOILER* SPOILERSPOILERSPOILER Sonunu bile söyleyeceğim bundan sonrasını ona göre okuyun. Anna. (Yazdığım tüm hakaretleri sildim ve yeniden yazmamak için derin derin nefes alıyorum.). Anna'dan bahsetmeden önce hep kafamı kurcalayan bir şeyi söylemek istiyorum. Bir insan neden bile isteye daha öncesinde birini aldatmış biriyle birlikte olur? Yani bu kişinin ne kadar güvenilmez biri olduğu ortada. Sadık değil. Nasıl güvenilir böyle bir kişiye? Tom Rachel'ı Anna ile aldattı diye Anna Tom'a nasıl güvenebilir? Aa benimle aldattı o zaman sorun yok diye bir şeyi biri nasıl düşünür? Gerçi burada bahsettiğim kişi Anna. Kadın kocasının katil olduğunu öğrenince hâlâ Rachel ölse birlikte olur muyuz acaba falan diye düşünüyor o derece hasta. Daha yazacak çok şey var bununla ilgili de Anna hakkında daha fazla konuşmaya değmez. Sonda yaptığı şey de umurumda bile değil. Tom ve Scott hakkında konuşasım kaçtı. Değmez bile zaten. Megan hakkında ne desem bilmiyorum. Yaptığı her şeyden nefret ettim. Kendinden de nefret ettim. Ama o da hasta. Anna'ya hakaret olarak kullandığım şekilde değil ciddi anlamda psikolojik sorunları olan bir karakterdi. Kamal ise beni çıldırtan bir diğer karakter oldu. Megan'a yok yapamayız bu yanlış dedikçe tekrar tekrar yapması falan o kadar sinir bozucuydu ki. Keşke kitabın sonunda gelecekten bir bölüm olsaydı da işten atıldığını falan görseydik. Ya da onu geçtim birkaç sene sonra Rachel'ın mutlu bir hayatı olduğunu görmeyi çok isterdim. Spoiler bitti.

Trendeki KızPaula Hawkins · İthaki Yayınları · 202011,7bin okunma

·

195 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gamze