Oldukça çarpıcı bir kitapla karşı karşıyayız. Yazarın bir Noel gecesi kurbanı olduğu bir tecavüz öyküsü bu. Tecavüzün ardından mağdurun hissettikleri ve yaşadıklarına şahitlik ediyoruz. Benim daha önce yakından hiç şahitlik etmediğim bir olay örgüsü olduğu için hem çok bilgilendirici hem de oldukça çarpıcı buldum. Eğer mental durumunuz el verirse karşı tarafla empatiyi güçlendirebilmek ve biraz bile olsa anlamaya çalışmak için bence mutlaka okunmalı. Kitap sonlara doğru kronolojik gitmeye başlasa da başlarında karışık bir zaman örüntüsü izlemesi bence olayları daha çarpıcı kıldı, üstümde daha fazla etki bıraktı. Zaman örüntüsü karışık dediysem de bence oldukça pürüzsüz şekilde birbirlerine bağlanmıştı olaylar. Bununla beraber olayların bir kısmının karakterin ablasının ağzından anlatılması bizim bir toplum olarak mağduru suçlamaya nasıl meyilli olduğumuz, mağduru tam olarak asla anlamaya çalışmadığımızın gerçekçi bir örneğiydi bence. Ablasının monoloğunda Edouard’ın parantezler açarak kendi karşıt görüş ve hislerini söylemesi bu tezatı daha iyi anlamamı sağladı ve ona sempati duydum. İçimde ona karşı merhamet ve şefkat uyandı. Yani kısacası olay örgüsünü ve anlatım tarzını çok sevdim. Edouard’ın başına ne gelmiş olursa olsun sahip olduğu fikirler onun sağlam bir ahlaki sisteme sahip olduğunu düşündürdü bana, olgunluğu ve hümanistliğine hayran kaldım, bir dönem bir ırkçıya dönüştüğünü söylemiş olsa bile bunun öz eleştirisini yapabiliyor olması bile ne kadar cesur ve duyarlı olduğunun göstergesi bence. Toparlamak gerekirse bence okunması gereken bir kitap. Olayları okumak zor evet ama bence toplum olarak tecavüz ve şiddet hakkında bilinçlenmek adına gidecek çok uzun bir yolumuz var, bu kitap da buna ufak bir adım olabilir.

Şiddetin TarihiÉdouard Louis · Can Yayınları · 2023183 okunma

·

72 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Berra