“İnsan, öleceğini
bile bile
nasıl yaşar?
Ya çıldırır
ya da öleceğini
unutur…”
-
Nazım Hikmet Ran
Tolstoy, Tanrı ölmüş gibi davranan bir dünyayı acımasız bir ironiyle hicvettiği harika bir eser
İvan İlyiç'in Ölümü … Yüksek bir yargıç olan İvan, dünya telaşına kendisini kaptırmış bir karekter olarak çıkıyor karşımıza. Daha iyi, daha varsıl bir yaşam için türlü şeylere tevessül ediyor. Taa ki ölümün nefesini üzerinde hissedene kadar…
Ivan'a göre hayat, maddi mutluluk içinde "hoş bir biçimde akıp gitmesi" gereken bir şeydir. Ölüm akla dahi getirilmesine gerek olmayan bir olgu onun için. Mezuniyetinden beri taşıdığı ‘respice finem’ (sonunu hatırla) yazılı kösteğine rağmen.
Bir gün ansızın ölüm kapısını hiç de hissettirmeden çalıveryor. Başlarda önemsemese de bu durumu, hastalık zaman geçtikte esir alıyor İlyiç’i. O tarihten sonra bir hayat sorgulama süreci başlıyor. Ölümün biricikliği en derininden hissediliyor. Zira etrafında ölümler olsa dahi ölümü hiç de kendine yakıştıramayan bir karakter kendisi.
"Kay bir insandır, insanlar ölümlüdür, dolayısıyla Kay da ölümlüdür," ve "ölümlü" figürünü oldum olası kendinden uzak, "soyut bir terim" olarak düşündüğünü fark eder: "O, Kay değildi, sıradan bir insan da. Her zaman öteki insanlardan değişik, bam başka bir yaratıktı..."
Tolstoy’un onca sayfasında anlattığını Nazım bir kaç satırda aktarıveriyor bize:
İnsan öleceğini bile bile nasıl yaşar..?
Keyifli okumalar.. Kitapla kalın..
RESPİCE FİNEM.
MEMONTO MORTİS
MEMENTO MORİ.
ÖLECEĞİZ NE ÇARE.
ÖLÜM VAR UNUTMA.
MADEM ÖLÜM VAR,KABRE GİRİLECEK.
...
Ölümü anlatan ne kadar şiir roman hikaye cümlesi var.
Tolstoy da bu kervana katılmış.
Bütün diller ve edebiyat haykırıyor.".
ÖLÜÜÜM VAAAAAR.
...
Biz okumaya devam edelim.
Kötüler düşünsün. :)
Mayis bakın Karacaoğlan da katılmış kervana asırlar öncesinden..:
Yürü bire yalan dünya
Sana konan göçer bir gün
İnsan bir ekine misal
Seni eken biçer bir gün
Ağalar içmesi hoştur
O da züğürtlere güçtür
Can kafeste duran kuştur
Elbet uçar gider bir gün
Yerimi serin bucağa
Suyumu koyun ocağa
Kafamı alin kucağa
Garip anam ağlar bir gün
Yer yüzünde yeşil yaprak
Yer altında kefen yırtmak
Yastığımız kara toprak
O da bizi atar bir gün
Bindirirler cansız ata
İndirirler tuta tuta
Var dünyadan yol ahrete
Yelgin gider salın bir gün
Karac'oğlan der nasıma
Çok işler gelir başıma
Mezarımın baş taşına
Baykuş konar öter bir gün
henüz vakit varken, okumaya devam 🕊️
Seni eken ,biçer bir gün
Sevenlerim ağlar bir gün
...
Gün uçmadan,
toprak atmadan,
azrail gelmeden,
Birinci emir OKU dan
İkinci emir OKU ya geçeriz elbet bir gün.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.