Freedom Writers (2007) adlı filmde görüp merak ettiğim ve soluksuz okuduğum bir kitap... II. Dünya Savaşı sırasında, Naziler'in Yahudiler'e uyguladığı korkunç soykırımdan, ailesi ve bir grup insanla kaçıp saklandıkları ve geçirdikleri zor günleri yazan 13 yaşındaki Anne'nin günlüğünü okuyoruz kitapta... Dışarı çıkıp temiz hava bile alamadan, çürümüş yiyeceklerle idare ederek, her an korku içinde geçen, keder dolu günler... Sırf ırkları, inançları ve yaşam tarzları yüzünden insanların böyle korkunç şeyler yaşamış olmasını bir türlü kabullenemiyor ve fazlasıyla öfke duyuyorum. İnsanoğlu gerçekten veba ve bu dünyanın başına gelmiş en korkunç varlık ne yazık ki... Her ne kadar acı ve korku dolu günler geçirse de umudu hiç sönmüyor, yeniden güzel günler göreceğine dair inancı da hiç bitmiyor Anne'nin. Keşke görebilseydi... İnsanlığın karanlık tarihine ışık tutan ve bana umudu aşılayan sana, keşke sıkı sıkı sarılabilseydim canım Anne. Bizlere bıraktığın bu değerli mücadeleni örnek alıp seni yaşatmaya devam edeceğiz, senin istediğin gibi...