Gönderi

Kitap boyunca kalbime dokunan tek paragraf...
Kaptan Samaritano denizayılarına neredeyse anaç bir sevgi besliyordu; yoldan sapmış bir aşk yüzünden lanetlenmiş soylu kadınlar gibi görünüyorlardı ona çünkü; onların, hayvanlar âleminde erkekleri olmayan tek dişiler oldukları söylencesinin doğruluğuna inanıyordu. Yasaların yasaklamasına karşın, alışkanlık haline geldiği gibi, onlara gemiden ateş edilmesine her zaman karşı çıkmıştı. Bir seferinde Kuzey Karolinalı, avlanma belgesi olan bir avcı buyruklarına karşı gelmiş, Springfield'inin tam isabetli bir atışıyla bir ana denizayısının başını parçalamış, yavrusu anasının kaskatı kesilmiş ölüsü üstünde acıdan çılgın gibi kalmıştı. Kaptan onunla ilgilenmek için yetim kalan yavruyu gemiye aldırmış, avcıyı da öldürdüğü ananın yanı başında, ıssız kumsalda bırakmıştı. Diplomatik protestolar yüzünden altı ay hapis yatmıştı Kaptan; az kalsın kaptanlık beratı elinden alınacaktı, ama salıverildiğinde, bir daha böyle bir şey olursa gene de aynı şeyi yapmaya hazırdı. Tarihsel bir olay olmuştu bu: San Nicolas de las Barrancas'taki nadir hayvanlar parkında büyüyüp uzun yıllar yaşamış olan yetim denizayısı ırmakta görülen en son denizayısı olmuştu.
Sayfa 421Kitabı okudu
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.