Gerçek sevgi,sevdiği kadın için güya her şeyi göze alıp ilk yokuşta arkasına bile bakmadan başkasına giden İlyasın hakkı değil..çok sevdiği eşini kaybetmesine rağmen yıllarca onun ruhuna ve sevgisine saygı duyup bekleyen Baytemir'in hakkıydı. "Gerçek sevgi,sevgi gördüğü yere akar" derler ya aynen de öyle oluyor romanda.. Ama tespit ettiğim şey şu : "Sevginin çocuk oyuncağına döndüğü,tiye alındığı bir çağda yaşadığımız yetmezmiş gibi..kitaplardaki sevgilerin sevgisiz, karakterlerin karaktersiz olduğunu görmek soğuk bir duvar gibi insanın yüzüne çarpıyor.."oluşu .