Simyacı, Brezilyalı yazar Paulo Coelho’nun 1998’de yayımlanan ve şimdiye dek pek çok dile çevrilmiş, satış rekorları kırmış, fantastik, kurgusal romanı. Bana göre Simyacı, yolda olmanın öyküsü. Yazar, nereye varacağından daha çok yola çıkmaya karar verme, o yola istikrarla devam etme ve asla vazgeçmemeyi anlatmak istemiş. Hayallerin için nelerden vazgeçebilirsin? Neleri göze alabilirsin? Romanın baş kahramanı Santiago, bütün hayatını, evini, ailesini ve tüm zenginliğini geride bırakarak gizemli bir yolculuğa çıkıyor. Ve bu yolculuk hiç de kolay değil! En başından beri onun bir papaz olmasını isteyen babasına karşı çıkan Santiago, gezginci olmak istediğini dile getiriyor. Bu fikre pek de sıcak bakmayan babası onun gerçekleri görmesini istediği için bir miktar para veriyor ve “git kendine bir sürü al ve en iyi şatonun bizim şatomuz ve en güzel kadınların bizim kadınlarımız olduğunu görene kadar dünyayı dolaş” diyor. Asıl hikayede bundan sonra başlıyor. Rüyasında Mısır Piramitlerine gitmesi gerektiğini ve orada bir hazine bulacağını gören Santiago, bu rüyanın ardından çıktığı yolculukta bir dizi macera yaşıyor. Hikaye başlı başına bir sürü mesajla dolu. Hepsini yazmaya kalksam sayfalarca sürebilir. O yüzden beni en çok etkileyen bölümü yazmak istiyorum ki benim için hikayenin verdiği en önemli mesaj da bu. Santiago’nun tanıştığı bir tüccarın tek bir hayali vardır; hacca gitmek. Uzun yıllar bunun hayalini kurmuş, gerçekleştirmek için çabalamış ve sonunda bu hayali gerçekleştirebilecek imkanlara ulaşmıştır. Ancak yine de hacca gitmemektedir. Delikanlı bunun sebebini sorduğunda şöyle cevap verir; “düşümü gerçekleştirmekten korkuyorum. Çünkü o zaman yaşamak için bir sebebim olmayacak. Sen koyunlarını ve piramitleri hayal ediyorsun. Sen benim gibi değilsin, çünkü sen düşlerini gerçekleştirmek istiyorsun. Oysa benim istediğim Mekke’yi düşlemek sadece. Çölü geçişimi, kutsal taş Hacer’i Esved’in bulunduğu meydana varışımı ona el sürmeden önce çevresine yedi kez dönüşümü binlerce kez hayal ettim. Yanımda kimlerin olacağını, önümde kimin olacağını, konuşacağımız şeyleri, birlikte edeceğimiz duaları bile hayal ettim. Ama büyük bir hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum, bu yüzden hayal kurmakla yetiniyorum.” Ahmet Şerif İzgören bu hikayeyi anlatırken şöyle demişti; “yıldızlara dokunamazsınız ama karanlık gecelerde onlar size yol gösterir.” Hayallerimiz de bizim yıldızlarımız aslında. Ne kadar büyük, ulaşılamaz veya gerçekçi oldukları önemli değil. Önemli olan bir hayali yaşatmak için ne kadar çaba harcadığımız. Her zaman hayal kurabilmeniz ve imkansız dahi olsa o hayalin peşinden gidebilmeniz dileğiyle kitapla kalın…

SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023206,9bin okunma

·

225 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Yazar Turgay ÇUMAK