Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

552 syf.
8/10 puan verdi
·
15 günde okudu
İslam davasından daha değerli ve daha yüce hiçbir dava yoktur.
"İstanbul'un kenar semtlerinden birinde kırık dökük, irili ufaklı ahşap evlerin sıralandığı dar ve küçük bir sokak... Yağmur yiye yiye tahtalan aşınmış, her rüzgar esişte yıkılıverecekmiş intihamı uyandıran, kırılan camların yerinde sararmış gazete kağıtları yapıştırılmış, rengi solan, yer yer yamalı, basma perdeli evleri ile “Huzur Sokağı”nın ilk bakışta fakir bir sokak olduğu anlaşılırdı... Sakinleri, kanaat ve huzur içinde yaşayan, zenginlik ve debdebede gözleri olmayan mü’min ve mütevazi kimselerdi. Bu mütevekkil, asil insanlar, yaşayış tarzlarından gayet memnun, içinde bulunduklan hayat şartlarından dolayı da o derece müsterihtiler... Bu sokak, adeta yılların tahribatı ile asli veçhesini kaybetmiş, maddeci ve materyalist insanların hırs ve ihtirasları üzerine inşa edilmiş,'yeni ve modern' İstanbul’un bir parçası değil de Osmanlı devrinin bütün ince ahlak ve faziletlerini sinesinde yaşatan ve sanki şu tefessüh etmiş cemiyetle bütün bağlarını koparmış asude bir köşeydi... Herkeste köklü bir gönül birliği vardı... Herkes birbirine karşı sonsuz bir sevgi, derin bir muhabbet, samimi bir kardeşlik, candan bir bağlılık duyardı... Komşuluk münasebetleri öylesine kuvvetliydi ki, şairin; “Ferde râci şadmeden efrâd olurmuş lerzedâr.” Dediği gibi, sokak sakinlerinden bir kişiye veya aileye gelen herhangi bir musibet ve felaket, bütün sokağın derdi ve elemi olur, felaketzedeye yardımcı olmak, onu teselli etmek, derdine derman olmak için herkes birbiriyle göz yaşartıcı bir fazilet yarışına girişirdi... (Sayfa 5) Şule Yüksel ŞENLER huzur sokağını kısaca böyle tanımlamış... Kimsenin başka birinin kötülüğünü istemediği, İslam dininin gereklerinin en güzel şekilde yerine getirildiği adı gibi huzurlu bir yer... Hayal gibi:) Kitaptaki olayların hepsini kısaca anlatmam bile incelemeyi çok uzatır. Sayfa sayısından da anlaşılacağı üzere uzun olacaktır. Bu yüzden karakterler üzerinden olay akışından elimden geldiğince kısaca bahsetmeye çalışacağım. Bilal, İstanbul Üniversitesi Kimya fakültesinde okumakta olan imanlı bir gençtir. Annesiyle beraber huzur sokağında yaşar. Huzur sokağında her şey yolunda giderken sokak sakinlerini huzurunu kaçıracak bir olay ortaya çıkar. Bilal'in oturduğu evin karşısına yeni bir bina yapılır ve tüm mahalleli yıkılır. Çünkü gelen insanlar buradakiler gibi imanlı kimseler değil, tersine imanlı insanları küçük gören zengin kişilerdir. Bina yapılır ve mahallenin huzuru bozulur. Bilal karşı bina da oturan Feyza adındaki genç kızı görür ve aşık olur. Feyza da aynı şekilde, fakat ikisi de duygularını kabul edemez. Yaşam tarzları, inançları, hayata bakış açıları gibi sebeplerden dolayı... Şimdi burada ne yazsam spoiler olacak. Bu yüzden cümlelerimi aşırı derecede düşünerek yazmaya özen gösteriyorum. Ama zaten pek çok kişi bahsetmiş Feyza ile Bilal evlenmiyor. Bilal kendisi gibi imanlı, dindar Hacer adında biriyle evleniyor. Feyza'da hayalindeki tabirle salon erkeği olan Selim'le evleniyor. Ama birbirlerine olan aşk bitmiyor. Hayatın ikisini de farklı noktalara savurması sonucu ikisinin de başından pek çok olay geçiyor. Feyza, doğru yolu buluyor ve İslam'ı hakkıyla yaşamak için elinden geleni yapıyor. Ama İslam'a olan derin inanç ve bağlılığından dolayı nice zorluk yaşıyor. Bilal ise çok başarılı oluyor ama yüreğinde hiç dinmeyen bir aşk acısına rağmen inancına, dinine bağlılığından dolayı hayata tutunmaya çalışıyor... Kötü arkadaş, iyi insanı bile kötü eder. İyi arkadaş ise kötüyü bile iyi eder. (Sayfa 41) Feyza da Bilal de karşılaştıkları pek çok insana doğru yolu gösteriyor. Kitapta bu süreçlerdeki olaylara, arkadaşlarına ve onların yaşadıklarına da yer vermiş yazar. Şule Yüksel ŞENLER'in yaşadığı dönemin olaylarını yansıtması açısından kitap bence çok başarılı. O dönem İslam'ın sancağını yüreğinde taşıyan pek çok insanın aşağılandığı, hor görüldüğü bir zamandır. Pek çoğumuz eminim ki biliyoruz. Bu süreçte Feyza ve kızı Hilal'in inançları uğruna verdiği mücadele beni çok etkiledi. Ama itiraf ediyorum ki -bence- bu kısımlarda yazar biraz mübalağa yapmış. Belki de yapmamıştır, çünkü ben o dönemde yaşamadım. Ama okurken öyle hissetmedim desem yalan olur. Yok artık diye tepki vermem böyle düşünmeme sebep oldu açıkçası:) Bir de yazarın kitapta ayet ve hadislere, Risale-i Nur Külliyatı'ndan bazı alıntılara yer vermesi de büyük başarı. Kendisi arkadaşlarının etkisiyle namaza başlayan abisi Üzeyir ŞENLER'in ricasıyla Risale-i Nur Külliyatı okumaya başlamıştır. Okuma sürecinin ardından tesettüre girmiştir. Kitapta da olay akışıyla bağlantılı olacak şekilde -hatta tam yerinde- Risale-i Nur Külliyatı'ndan bazı alıntılara yer vermiş. Ben eseri sevdim açıkçası. Tavsiye eder misin sorusuna cevabım evettir. Ama herkes benim kadar sever mi bilemem. Bu kişisel tercihe giriyor açıkçası. Kitap hakkındaki görüşüm, düşüncem kısaca bu şekilde. Bir hatam varsa affola. Eleştiriye açığım. Düşüncelerinizi yorumlardaki belirtmeniz beni mutlu eder. Okuyacak olan arkadaşlara şimdiden iyi okumalar dilerim:)
Huzur Sokağı
Huzur SokağıŞule Yüksel Şenler · Timaş Yayınları · 202115,8bin okunma
·
4 artı 1'leme
·
212 görüntüleme
KÜBRA okurunun profil resmi
https://1000kitap.com/lotuscicegi İnşallah beklentini karşılayabilmişimdir:)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.