Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

344 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Buket Uzuner'in okuduğum ilk kitabı. Ve bir sonraki okuyacağım kitabı da büyük ihtimal Toprak olur. Alışılmışın çok dışında bir üslup ve özgün içerikle yazan Buket Uzuner ile tanışmak beni fazlasıyla mutlu etti. Başlarda yalnızca 'kayıp bir gazeteci' iken gelişen olaylar ve karakterlerin anlatımı -ben dahil- tüm okuyucuları etkilemiştir herhalde. Su kitabı ile ilgili olan bölümleri de ayrı bir dikkatle okudum. 'Başlangıçta yalnızca su vardı.' evet.. başlangıçta yalnızca su vardı, bitişte de olacak. Onun dışında Kutadgu Bilig'i -bırakın okumayı- halen göz atmadığım için kendimden utandığımı söyleyebilirim. Romanda değinilmesi gereken düşündürücü unsurlar da var tabi. Bunlardan birincisi, 'İnsanların farklılığa saygıları pek olmuyor.' Defne Kaman'ın okul ve aile hayatında 'Uyumsuz' damgasını yemesi olsun, -farklı dinleri geçtim- aynı dinlerin farklı mezheplerinden olan insanların yakınlaşmalarına bile sıcak bakılmaması. Sevenleri ayırmak büyük günahtır dostlar. Her ne kadar kurmaca da olsa Tasvir'in ölmüş olmasını istemezdim. Onun dışında 'Yunus Peygamber'i araştıracağım şeyler arasına ekledim. Umay Nine'yi -ben de nine diyorum :)- epey ilginç bulduğumu söyleyebilirim. Geleneklerine falan sıkı sıkıya bağlı olmasının yanında hem o hem de Defne neden özellikle Ümit'ten yardım istediler onu halen anlayamadım. Roman işte.. deyip geçiyorum. Sahaf Semahat'in geçmişi üzerine fazla bilgi verilmemişti. (Ya da benim gözümden kaçtı) Bildiğim en çarpıcı bilgi, asıl adının Sema olmasıydı. Nevşehir'de ailesiyle, yakınlarıyla neler yaşadı da İstanbul'a geldi falan.. Hiç arayanı soranı yok mu diye merak ettirdi bende. Semahat'in tasvirini bu yönden eksik buldum. Tabi burada asıl konu Defne Kaman'nın bulunması olduğu için ona pek fazla değinmeye gerek görmemiş olabilir yazar. Onun dışında Savaş Neşeli denen ............ (noktalara ne getirilir siz bilirsiniz, zaten kitabı bitirdikten sonra da ona epey bir sövüp saydım) mahlukun -her ne kadar kısır bir ortamda yetişmiş olsa da- aklını kullanma özürlü olmasına üzüldüm. Yok ''Erkekler dünyadaki bütün canlılardan, hatta kadınlardan bile üstün yaratılmış da hepsi ona hizmet etmeliymiş.'' falan. Bunu geçtim, kadının erkekten ayrılmasını içinde sindiremeyip Medeni Kanun'u tanımayıp yalnızca Allah'ın adaletini düşünürken Allah'ın ''Öldürmeyi yasaklaması'' na hiç aldırmaması da onun ne kadar ''İşine geldiği kadarıyla müslüman'' olduğunu gösteriyor. Günümüzde ne yazık ki böyle yobazlar çokça var. Kitabın sonlarında değiniliyordu, ''Bu ülkede hayvanları öldürmek suç bile değil.'' gibinsden. Sanırsam Ümit'in ifadesiydi bu. Ne insanlar, ne de hayvanların katli içinde bulunduğumuz çağda o kadar umursanmaz hale geldi ki. Toplumsal yönden çözülmüş ülkemizde aşırı olmakta beraber dünyanın bir ucunda petrol aramak için kutup ayılarının canını hiçe sayan paragöz, şeref yoksunu mahluklar da var malesef. Bu kitapta altını çizdiğim onlarca alıntının yanında anlamını araştıracağım tam doksan altı tane kelime not almışım. Sırada okuyacağım başka kitaplardan sonra dilerim tez vakitte Toprak kitabı da elimde olacak.
Su
SuBuket Uzuner · Everest Yayınları · 20195bin okunma
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.