Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Zalim Turna Oyuna Gelir
Evvel zaman içinde Bodisat, bir nilüfer göletinin kena- rında yetişmiş bir ağacın koruyucusu olarak bir ormanda dünyaya gelmişti. O zamanlar, kuraklık mevsiminde malum göletin suyu çekilirdi. Bu küçük gölette bir sürü balık yaşardı. Bir turna ise bu balıklara dikmişti gözünü: “Şu balıkları bir şekilde oyuna getirip avlamalıyım.” Turna, suyun kenarına oturup bu işi nasıl yapacağını dü- şünmeye başladı. Balıklar onu görünce sordular: “Niçin böyle düşünceli bir hâlde oturuyorsun burada?” “Sizi düşünüyorum,” dedi turna. “Aman efendim! Bizi neden düşünüyorsunuz?” “Neden olacak? Gölette çok az su var. Üstelik yiyeceği- niz de pek az. Hava da öyle sıcak ki! O yüzden şöyle düşü- 58 Zalim Turna Oyuna Gelir nüyordum: ‘Şu balıklar küçük dünyalarında ne yapacaklar şimdi?’” “Evet, hakikaten haklısınız, efendim! Ne yapacağız biz?” dedi balıklar. “Size söylediklerimi yaparsanız, sizi gagama alarak bin- bir çeşit nilüferin olduğu büyük bir gölete götürürüm, sizi oraya bırakırım,” diye cevap verdi turna. “Bir turnanın balıkların rahatını düşünmesi, dünya ku- rulduğundan beri işitilmemiş şey, efendim. Sizin asıl amacı- nız, teker teker hepimizi mideye indirmek.” “Aklımdan bile geçmedi öyle bir şey! Bana güvendiğiniz sürece yemem sizi. Ama bahsettiğim göletin var olmadığını düşünüyorsanız, içinizden birini yanıma verin, gelip kendisi görsün!” Bunun üzerine ona inandılar ve içlerinden birini yanına verdiler. Bu, tek gözlü, büyük bir balıktı. Denizde ya da ka- rada, her acil durumda akıllıca davranırdı. Turna, balığı gölete götürüp suyu gösterdikten sonra geri getirdi, diğer balıkların yanına saldı. Balık, arkadaşları- na büyük göletin güzelliklerini anlattı. Onu dinleyen diğer balıklar hep bir ağızdan, “Pekâla, efendim! Bizi götürebilirsiniz,” dediler. Bunun üzerine turna, ilk olarak yaşlı ve yarı kör balığı diğer göletin kenarına götürdü. Göl kenarındaki bir varana ağacına konup bekledi. Sonra, zavallı balığı ağacın çatalla- rından birine fırlatıp gagasıyla vurarak öldürdü. Balığın eti- ni yedi, kemiklerini ise ağacın dibine attı. Sonra geri dönüp bağırdı: “Bu balığı gölete attım, başka birini gönderin.” 59 Hint Masalları Bu şekilde teker teker bütün balıkları yedi. Geri döndü- ğünde başka balık kalmamıştı! Ama hâlâ geride kalmış bir yengeç vardı. Turna onu da yemek istediği için seslendi: “Sevgili yengeç, bütün balıkları alıp güzel ve büyük bir gölete bıraktım. Seni de götüreceğim!” “Beni nasıl tutacaksın ki?” “Bir yerini gagamla ısırır, öyle götürürüm.” “Öyle taşırsan düşerim. Ben gelmem seninle!” “Korkma, sımsıkı tutarım, düşmezsin!” Sonra yengeç kendi kendine düşündü: “Eğer bu turna, balıkları bir kere yakaladıysa, asla gölete bırakmış olamaz! Beni gerçekten gölete götürse, harika olur! Ama başka bir şey yapmaya kalkarsa, boğazını kesiveririm, öldürürüm onu!” Turnaya döndü: “Baksana, dostum! Beni sıkıca tutamazsın ama biz yen- geçler, kavrayışımızla ünlüyüzdür. Kıskaçlarımla boynuna tutunmama izin verirsen, seninle seve seve gelirim.” Turna oyuna getirildiğini fark etmedi ve teklifi kabul etti. Böylece yengeç, kıskaçlarını turnanın boynuna demirci kerpeteni gibi geçirip bağırdı: “Haydi, yola çıkalım!” Turna, yengeci alıp büyük gölete götürdü, etrafı göster- di. Sonra varana ağacına yöneldi. “Amca!” diye bağırdı yengeç, “Gölet bu tarafta ama sen beni başka tarafa götürüyorsun!” “Ah, öyle mi?” diye cevap verdi turna. “Sevgili tatlı ye- ğenim, bana amcacığım diyorsun. Yani seni kaldırıp oraya buraya taşıyacak bir köle olarak görüyorsun beni! Şimdi 60 gözlerini aç da şu ötedeki varana ağacı dibinde yığılı balık kılçıklarına bir bak. O balıkların hepsini yedim, tıpkı seni de afiyetle mideme indireceğim gibi!” “Ah! Balıklar, aptallıkları yüzünden yem oldu,” diye ce- vap verdi yengeç. “Ama beni yemene izin vermeyeceğim. Tam aksine, ben seni yok edeceğim. Zira o kadar aptalsın ki seni oyuna getirdiğimi anlayamadın. Ölürsek, beraber ölece- ğiz. Çünkü şu başını kesip yere atacağım!” Sonra nefes nefese, gözyaşları içinde ve korkudan tit- reyerek yalvardı turna: “Aman Tanrım! Gerçekten de seni yemeye niyet etmemiştim. Canımı bağışla, ne olur!” “Pekâlâ! Gölete in ve beni oraya bırak.” Bunun üzerine, turna dönüp gölete girdi ve yengeci ke- nardaki çamura bıraktı. Fakat yengeç, avcı bıçağıyla bir ni- lüfer sapı keser gibi doğrayıverdi turnanın boynunu ve sonra da suya giriverdi! Varana ağacında yaşayan Koruyucu Bodisata, bu tuhaf olayı görünce, ağacı alkışlarıyla salladı. Hoş bir sesle şu dize- leri dillendirdi: “Kötüler zekâca üstün olsa da, kötülüğü yüzünden refah bulamaz. Kurnazlığı sayesinde etrafını aldatabilir, oyunu kazana- bilir ama kazancı ancak Yengeç’in avladığı Turna’nınki ka- dar olur!”
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.