Selamünaleyküm 1K ahâlisi..
Kitapta adından da anlaşılacağı gibi cezaevindeki yaşamı olumlu ve olumsuz yönleriyle anlatmaktadır...
21 Bölümden oluşmakta ve her bölümünde ayrı ayrı konulardan bahsetmektedir.
1. Bölümde: Giriş ve genel bilgilerden
2. Bölümde: Sübyan koğuşundan
3. Bölümde: Cezaevi tipleri ve özelliklerinden
4. Bölümde: Suç türlerine göre koğuş ayrımlarından
5. Bölümde: Koğuş ve oda kurallarından
6. Bölümde: Koğuş ve oda temizliğinden
7. Bölümde: Oda ve dolaplarda bulundurulabilecek eşyalardan
8. Bölümde: Mümessil, oda sorumlusu ve meydancıdan
9. Bölümde: Paradan
10. Bölümde: Yemek, çay, kahve, sigara ve kantinden
11. Bölümde: Avlu ve avlu kurallarından
12. Bölümde: Dilekçeden
13. Bölümde: Eğitimden
14. Bölümde: Ödül ve cezadan
15. Bölümde: Psiko-sosyal servisinden
16. Bölümde: Hastane, revir ve ilaçlardan
17. Bölümde: Spor ve ibadetten
18. Bölümde: Telefon, mektup, kargo ve kütüphaneden
19. Bölümde: Ziyaretten
20. Bölümde: Açık cezaevinden
21. Bölümde: Denetimli serbestlikten
Ve kitabın sonunda ÖZEL BÖLÜM başlığı altında: Mahkûm mutlu olabilir mi? Mahkûm yakınlarının cevapları..
Kısa, öz ve detaylı bir şekilde bahsedilmektedir.
Kitabı başlamadan önce kitaba şöyle bir göz attığımda bu kitabı okusam bana ne katabilir ki zaman kaybından başka diye geçirdim aklımdan ve kitabı okuyup bitirdikten sonra ne kadar yanıldığımı farkettim.
Çünkü cezaevleri ile ilgili doğru bildiğimi sandığım o kadar yanlış bilgiler varmış ki bu kitabı okuyunca ne kadar yanıldığımı farkettim.
Liseyi yatılı okumuş biri olarak yemek sırası, çamaşır yıkama-asma sırası, banyo-tuvalet sırası ve giyim kuşam kuralları bana yatılı okuduğum okulumun kurallarını andırdı.
Size biraz kitapta gördüğüm ve beni şaşırtan şeylerden bahsedeceğim:
1- Cezaevlerinde kantin olduğunu öğrendim ve bu beni çok şaşırttı.
2- Cezaevindeki mahkûmun özgür hayatından eğitiminden kaldığı yerden devam edebileceğini öğrendiğimde çok şaşırdım. Çünkü suç işleyenlerin özgür hayatla hiçbir bağlantısı kalmadığını düşünürdüm, bilirdim.
3- Mahkûmun odada, avluda, kantinde rahatça sigara içebilme haklarının olduğunu bilmiyorum çünkü (bana göre) sigara vücuda zarar veren maddelerden biridir ve yasaklanmalıdır diye düşünüyorum.
4- Beni şaşırtan bir başka şey ise mahkûmlara verilen yemeklerin ücretli olması.. Ben mahkûmlar para ödemez sanırdım yanlış biliyormuşum çünkü ceza süreçleri bitene kadar yedikleri içtikleri borç şeklinde isimlerine yazılırmış ve özgür hayata geçtiklerinde yani cezaları bittiğinde devlete bu borçlarını ödemeleri gerekiyormuş.
5- Şaşırtmaktan çok mutlu eden şeylerden biri de cezaevinde spor ve ibadet yerinin olması isteyen istediği zaman gidip soprunu da ibadetini de rahat bir şekilde yapabilir.
Şimdi size beni derinden etkileyen bir mahkûmun hikâyesini anlatacağım: 16 yaşında suç işleyip sübyan koğuşunda kabadayı olmayı öğrenen Abdulkadir. 22 yaşına kadar işlediği suçlardan ve yediği cezalardan dolayı öfkeli, hırçın ve cesaretli bir genç. Abisi gibi gördüğü, bildiği İnfaz ve Koruma Memuru Vedat Yılmaz sayesinde cezaevinde kaldığı süreçte okula kaydolmuş liseyi açıktan okuyup bitirmiş. Üniversiteye hazırlanıp 4 yıllık İlahiyat fakültesinin derslerini başarıyla vermiş ve hedefi veterinerlik okumak olan Abdulkadir iki üniversite bitirmiş mezun bir şekilde cezaevinden çıkıp ailesini gururlandıracaği o günü iple çekiyor.
(Bu hikâyenin beni etkileyen kısmı her şeye rağmen pes etmeyip hayatını bir düzene sokmaya çalışan Abdülkadir'in azmi ve başarısı oldu.)
Beni etkileyen ve duygulandıran bir başka olayı da yazıp incelemeyi sonlandıracağım...
Mahkûm eşinin 'mahkûm mutlu olabilir mi?' Sorusuna verdiği cevap:
"Biz, on yazı on kişi evimizin direği olmadan geçirdik. Çocuklarım, dayılarına baba diyorlardı. Eşim, erkek kardeşine cinsel istismarda bulunan sapığı öldürdüğü için, buz gibi duvarların arasında. Mutlu edilmeyi hak ediyor. Yıllarca günlük tuttum. Sabah gözlerimizi açtığımız andan gece kapatana kadar yaşadığımız her şeyi yazdım. Yazdıklarımı, haftada bir mektup olarak gönderdim. Değişiklik olsun diye, bazen sayfaları birbirine yapıştırıp, rulo yapıp gönderiyordum. İçerideki adam sadece güvenmek istiyor. Kafasında aldatılma şüphesi ya da terk edilme ile ilgili bir soru işareti olmazsa, yıllarca mutlu ve huzurlu olarak yatar. Ama içine bir kurt düştü mü ne yaparsanız yapın mutlu edemezsiniz. Mahkum yeter ki bilsin dışarıda bekleyeninin ona yanlış yapmayacağını. İşte o zaman ondan daha mutlu bir mahkûm olamaz."
Sevgili okuyucu abim, ablam, kardeşlerim bu kitaptan ne öğrenebilirim ki diyerekten kitabı es geçmeyin okuyun okutun çünkü bir dakika sonra bile ne olacağını bilmediğimiz bir hayatta yaşıyoruz.
Her şeyi geçtim cezaevine girmeseniz bile yanlış bildiğiniz ama doğru sandığınız bilgilerinizi düzeltmiş olursunuz, okumalısınız.
Kitap güzel, okunmaya değer.
Okuyun cezaevleri ile ilgili bilgilenin derim.
TV'lerden ya da etraftan duyduğumuz yanlış bilgilerle, doğru bildiğimizi sanıyoruz.
Okuyup doğru bilgiler edinmeliyiz bu kitap da cezaevi ile ilgili doğru bilgiler içeren bir rehberdir.
Allah bu rehberi kullanmayı nasip etmesin inşallah
Kitapta emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Yazarın emeğine, kalemine sağlık..
Başarılarının devamını diliyorum.
Kitabı bana hediye eden