Atalarımız derler ki, büyük lokma ye ama büyük söz konuşma. Durumumu sadece bu şekilde özetleyebilirim. Ya da tükürdüğümü yaladım da diyebilirim sanırım. Bilmiyorum ikisi arasında gidip geliyorum ve ikisi de bana göre doğru. #206740048 bu inceleme de "gelmiş geçmiş en iyi karakteri okudum" diye belirttiğim yazımı azıcık ucundan alıyorum ve Atlasa yerleştiriyorum. Ama sadece Atlas için bunu belirteyim. Serinin ikinci kitabı olduğu için konuya girmiyorum ki zaten bilmeyeniniz de yoktur diye düşünüyorum. Bilmiyorsanız da Marsda filan yaşıyorsunuzdur sanırım. Kitap tam olarak 1. kitabın bittiği yerden başlıyor. Yine Allahın cezası Ryle'ı okuyoruz maalesef bu kitapta. Kendi hastalıklı düşünceleri, takıntıları ve yaptıklarının sebeplerini başkalarının davranışlarına bağlayıp kendini haklıya çıkarması tam adamı ipe götürmelik hareketlerdi. Aferin bunu başardın seni gerizekalı. Lily'i kitap bitene kadar kınadım fakat kitap bittikten sonra oturup düşündüm ve dedim ki "Ryle'ı düşünmeseydi hemen Atlasın kollarına atlayıp yıllardır seni bekledim sevdiğim muck muck muck" deseydi sanırım daha fazla nefret ederdim. Bu yüzden her hareketinde Ryle'ı düşünmesi, temkinli yaklaşması bir noktadan sonra bana olması gereken buydu dedirtti. Çünkü Ryle'ı Ryle olduğu için değil, kızının babası olduğu için düşünüyordu. Theo... herkesin senin gibi bir arkadaşa ihtiyacı var ne kadar 12 yaşında olsan da. Atlas. Atlas. ATLAS. Kelimeler kifayetsiz kaldı sende be adam. Sonunda doyduk sana, senin düşüncelerine, senin sevgine. Ledger den aldım sana verdim düşün artık nasıl kalbimi çaldın. Kusurlu hayatınla o kadar kusursuzdun ki ve o kadar kusursuz sevdin ki sevmenin tanımını yazdın, öğrettin. Bir kadın, bir kız, bir çocuk senin sevdiğin gibi sevilmeyi hak ediyor. Çıta yükselmez bende Ledger en tepe de diyordum fakat belirtmiştim CoHo yazmadığı sürece diye. CoHo yazmış da benim ahmak elim çok farklı kitaplara gitmiş geç okumuşum. İyi ki de okumuşum, iyi ki de tanımışım. Sevginin gücünü hissetmek isteyenlere okuyun derim. Sonunda kıyıya ulaştık küçük balinam...