Gönderi

552 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Torunu bir plandan bahsetmişti. Jessica “Ne planı?” diye sordu. “Altın yol. Yani imparatorluk için görkemli planımız,” dedi Leto. Babası Paûl Muad’Dib’in kör gözleriyle çölün içine -ölüme- yürümesinden tam 9 yıl sonra ikiz kardeşler için yeni bir devir başlamıştı. Halaları Alia’nın naibliğiyle yönetilen çöl gezegeni artık eski Dune değildi. Kızgın kumulların yerini yer yer yemyeşil tarlalar alıyordu, insanlar damıtıcı giysiye ihtiyaç duymuyordu ve yapayını üretmeye başlamışlardı. (Eski Dune’da damıtıcı giysi olmadan dolaşmak ölüm sebebiydi. Su israfına tahammül yoktu.) Dune da artık suyun yokluğu hissedilmiyordu. Dune da eksik olan şey sadece huzurdu. Abisinin öldüğünü düşünen Alia, kafasının içindeki seslerle yalnız kalmıştı. Öyle ki bu sesler; onun ve tüm evrenin geçmişinden gelen seslerdi. Atreideslerin soylarının dayandığı binlerce yıl önce yaşamış Agememnon bile oradaydı. Alia’nın bir “hilkat garibesi” olmamak için iki seçeceği vardı; Gomcebbar sınavına girip Paûl gibi sesleri yönetmeyi öğrenmek ya da seslerle mücadele etmek. İkinci ihtimal olumsuz sonuçlanırsa seslerden birinin egemenliğine izin verip ona dönüşmekten başka yol kalmıyordu. Alia kendisini istemeyerek böyle bir çaresizlik içinde buldu ve Baron Harkonen onun narin bedeniyle zalimce işler yaptı. Bu hikayede yanan Duncan Idaho oldu. (İlk kez üçüncü kitapta ağladım o da Duncan içindi ) Bu kitapta da oyun içinde oyunlar hile içinde hileler tüm görkemiyle devam ediyor. İkizlerin babalarınınkinden daha güçlü kabiliyetleri, Corrino Hanedanı’nın Atreideslerden imparatorluğu almak için yaptığı planlar, Fremenlerin eski çöl yaşantılarına duydukları özlemleri, Uzay Seyrüsefercilerinin baharat hırsları… bütün bunların arasında II. Leto’nun umut ışığı gibi yükselen “Altın Yol” planı. ( Bunun için babasının yapamadığı fedakarlığı yapıp kumalabalıkları ile bambaşka bir tür olarak yaşamına devam edecek olan Leto’nun yaptıklarını okuyunca şaşkınlığım doruğa ulaştı ve yazarın dehasına bir kez daha hayran kaldım.) Kitabın en gizemli bölümü ise çölden gelen ve insanları doğruya ulaştırmaya çalışan kör Vaiz. Kimdi bu Vaiz Paûl Muad’Dib’e o kadar benziyordu ki…Kitabın sonuna kadar bu merak ve daha birçok gizem okurunu içine çekiyordu. Bene Gesseritlerin kusursuz soy planı ise değişmeyen tek şeydi. :) Yazarın Din-Bilim ekseninde kurguladığı serisinin bu kitabı gerçeklerden izleri daha çok barındırıyor. Dune gezegeni ile Ortadoğu’nun, Fremenler ile Arapların, baharat ile petrolün ilişkilendirdiğini ; Hristiyanlık ve İslam gibi dinleri eleştirdiğini zaten biliyorduk. Fakat 3. Kitapta yazar durumu bir adım öteye götürüp Ehl es-sunni val-cemas (Ehl-i Sünnet Ve’l Cemaat), İhvanlar (İhvan-ı Safa) gibi topluluklardan bahsederek (Hristiyanlığa dair birçok sembol ve kutsal kitabı da ekleyelim) dinlere bakış açısını gizleme gereği duymuyor. Kitabın ; teknoloji, Din-Bilim, sadakat-ihanet, zekâ-aptallık, hırs-olgunluk gibi öğeleri ustaca işlemesi nedeniyle elimizden bırakamadığımız bir forma dönüşmesi kaçınılmaz oluyor. (Frank Herbert’in akıcı kaleminin etkisi azımsanamaz) . . Solucanlar ölüyordu, baharat tükenecekti… Dune ve tüm evreni etkileyecek bu kasıtlı sona yavaş yavaş yaklaşılırken Şeyh Hulud yeniden doğacak ve evren bu akılalmaz fedakarlığı unutmayacak. Çünkü II. Leto babasından daha farklı ve daha cesur…
Dune Çocukları
Dune ÇocuklarıFrank Herbert · İthaki Yayınları · 20214,172 okunma
·
338 views
Ahmet Gökburu okurunun profil resmi
Şu yoruma hayran kaldım benim de biran önce okumam lazım kaleminize sağlık 😇
Kelamistt okurunun profil resmi
Teşekkür ederim kesinlikle okumalısınız ☺️
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.